Bilinç akımı tekniği kullanılarak yazılmış bu romani okurken başlarda kafam hayli karışmıştı. Karakterleri tanıdıkça taşlar yerine oturmaya başladı:) tek bir günde, bir sehirde belli başlı kişiler etrafında şekillenen ve onların iç manolaglariyla zenginleştirilmiş bu romanda beğenmediğim tek yan fazla benzetmeye yer verilmeliydi diyebilirim. Tek bir günde geçtiği ve sürekli saat vurgusu yaptığı için yazar kitabın ismini ilk başta "saatler" koymak istemiş sonra vazgeçmiş. Yazarın okuduğum ilk romanıyla devamı gelicek. Beğendim.