Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Zor bir kitap yanlış okumalar. Eco’nun 1950-60lı yıllarda Il Verri (Yaban Domuzları) edebiyat dergisinde yazdığı yazılardan derlenmiş önsözde de bahsettiği gibi. Önsöz de yazılar gibi eğlenceli, güzel bir insan Eco- putlaştırmıyor edebiyatı günümüzün, ülkemizin çoğu otoritesinin aksine. Okurken iki üç satırda bir gülümsüyorsunuz doğal olarak. Peki neden zor, o konuya geleyim içeriğe geçmeden önce. Önsözde okuyucusunu kitaba hazırlıyor aslında Eco, birçok parçanın, neden, ne için ve nasıl yazıldığını anlatıyor kısaca. Ama buna rağmen yapılan pastişlerin yanında birçok esere gönderme de var yazılarda. Yani kitaptan zevk almak, gerçekten eğlenmek istiyorsanız klasik edebiyat ile İtalyan edebiyatına yeterince hakim olmanız lazım. Bunun dışında bazı yazılar için dönemin İtalya’sının popüler kültür öğeleri de gerekiyor – böyle yazılar azınlıkta neyse ki. Ama esas sorun farklı. Evet çevirmesi de fazla kolay değil kitabın. Elimizdeki versiyon İngilizce çevirisinden – Misreadings- çevrilmiş. Orijinalinin ismi tıpkı dergideki köşenin ismi gibi “Diario Minimo”. Çevirmen – diğer Umberto Eco kitaplarından da aşina olduğumuz üzere- birçok yerde dipnotlarla araya girerek yabancı (İngilizce dışında) olan cümleleri tercüme edip bazı kavramları açıklamaya çalışıyor. Buraya kadar sorun yok. Ama kitabı okumaya başladığınızda başka bir şey de fark ediyorsunuz. Sanki tüm Umberto Eco kitapları anlaşılmaz olmak zorundaymış gibi, ne yaparım da bu kitabı daha kâbus hale getiririm diye uğraşmış çevirmen. Yıpratıcı kelimeler, çevirideki monotonluk, cümleleri tekrar tekrar okumanızı gerektiriyor anlamak için ve kitabı sıkıcı hale getiriyor. Açıkçası çevirmenlerin hem yazara hem de biz okurlara karşı bir sorumluluğu olduğunu düşünüyorum, Bu aralar okuduğum kitapların çoğunluğunda saçma şeylerle karşılaştığımdan belki, bu konuda fazla hassaslaştım. Neyse, İngilizcesini de buldum zaten kitabın. Önsözle birlikte takip edelim kitabı. “Granita”yla başlıyor kitap, mükemmel bir Lolita parodisi. “Parçalar” tercümenin zorladığını bölümlerden biri. Büyük bir felaketten sonra arkeologlar tarafından keşfedilen dönemimiz (Il Verri’nin dönemi tabii) İtalyan kültürü hakkında saptamalarla dolu bir metin. Orijinal metindeki İtalyan şarkıları İngilizce çeviride (ve ne yazık ki bizimkinde) “Material Girl, Singing in the Rain “gibi İngilizce şarkılara dönüşüyor. “Sokrates Usulü Soyunma”da da garip bir striptizin öyküsünü yazıyor Eco. “Kitabınızı Üzülerek İade Ediyoruz” en keyifli yazılardan biri. İsimsiz bir yayınevi editörünün bazı kitaplarla ilgili (İncil, Odysseia, İlahi Komedya, Kayıp Zamanın Peşinde vb.) geri çevirme mektupları var burada kaybolmadan okuyabildiğimiz. “Esquisse d'un nouveau chat” Fransız “Yeni Roman”ının yine hoş bir pastişi. “Cennetten Son Haberler”de öteki dünyadan haberler veriyor Eco'nun önsözde söylediğine göre – fazla giremedim ben içine. “Şey“ güzel bir medeniyet eleştirisi. “Bir Po Vadisi Toplumuda Sanayi ve Cinsel Baskı” var sırada. Sosyoloji, Antropoloji, Felsefe, Mimari… Eco açıkçası ezdi beni burada. “Son Yakındır” da öyle. Bu da Adorno ve Frankfurt Okulunun Toplumsal eleştirisinden esinlenmiş. Çok karışık değil ama kaybolma ihtimali var arada:) “Oğluma Mektup” adı üstünde, minik oğluna oyuncaklar – özellikle kötü karşılanan savaş oyuncakları- ve getirdikleri hakkındaki samimi mektup. “Alışılmadık Kitap Eleştirileri” hakeza adından anlaşılıyor- fazla alışılmadık ama:) “L 'Histoire d'O” için her ne kadar Ladies Home Journal için bir eleştiri taslağı alt başlığı kullanılsa da 70’lerin ünlü erotik filmini- Histoire d'O- de çağrıştırmıyor değil:) Keyifli bir inceleme (Lady Chatterley’in Aşkı) ve Amerika’nın Keşfi’nin (Ayda yürüyüşten esinlenerek) naklen verilmesinden sonra kitabın başka bir bombasına geliyoruz- gerçi burası da detaylı sinema bilgisi gerektiriyor iyi bir kahkaha için- “Kendi sinemanı Kendin Yap” bölümünde çeşitli algoritmalarla Antonioni, Godard, Ermanno Olmi, Luchino Visconti ya da sadece öfkeli genç bir yönetmenin senaryosunu yazdırıyor bize Eco. “Mike Bongiorno Olgubilimi”nü çevirmen (İngiliz olan) her ne kadar açıklamaya çalışmışsa da, Eco’nun da her şeyiyle anlattığı bu İtalyan çarkıfelek sunucusunu tanımadığımız için havada kalıyor bu bölüm. Kitabın sonunda ise Alessandro Manzoni’nin Nişanlılar kitabına – Finnegan’s Wake tarzında bir eleştiri var- iki kitaba da aşina değilseniz yine açıkta kalabilirsiniz biraz. Dediğim gibi zor bir kitap Yanlış Okumalar, Çevirmeni de bunun yanlış bir okuma olduğunu yüzümüze vurmaya çalışıyor sanki, ama her şeye rağmen okurken alacağınız keyif değiyor bu zorluğa. Ben iki kitap bitirdim bile bunun sayesinde- devamı da gelecek galiba:) İyi okumalar şimdiden.
Yanlış Okumalar
Yanlış OkumalarUmberto Eco · Can Yayınları · 2015400 okunma
··
257 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Davut okurunun profil resmi
Umberto Eco gerçekten çok çekti bu çevirmlerin elinden. Demek bu kitabında da durum farklı değil. Anlaşılan, çevirmen misreadings değil de missingreadings yaptırmak istemiş :) İçerisindeki güzel yazılar hatrına, okuyacaklarıma ekleyebilirim yine de. Umberto Eco'nun entelektüel olmasının yanı sıra nüktedan bir kişiliği var gerçekten. Diğer deneme kitaplarında da o mizahi eleştirel yaklaşım var. (
Budalalıktan Deliliğe
Budalalıktan Deliliğe
) Romanlarında espritüel kişiliğini ön plana çıkarmıyor pek. Aksine entelektüellik adına biriktirdiği ne varsa üzerimize boca ediyor :) Bahsettiğiniz gibi bir de çevirmen faktörü işin içine girince hâlihazırda high-level olan Eco okuma zorluğu, ultra-level'a yükselip çok katlı integral problemine dönüşüyor :) Biz fanilerin hissesine de integrali çözerek işlem görmemiş haline ulaşmak düşüyor.
Erhan okurunun profil resmi
Öyle, küçük kırıntılardan zevk alıyoruz mecburen. Romanlarda da hissediliyor arada o nüktedanlık.
Baudolino
Baudolino
da da vardı mesela.
Foucault Sarkacı
Foucault Sarkacı
nda da çıkıyordu arada. Ne olursa olsun bu çevirmenlerle bile Eco'yu okumak ayrı bir zevk:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.