Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hayal kırıklığı
Benliğinin, birisi verdiği sözü unuttuğu, geç geldiği, ilgisini yitirdiği, erken gittiği veya başka bir biçimde bize kendimizi aptal gibi hissettirdiği büyük veya küçük her olayda tamir edilmez biçimde eksilmesinin ne demek olduğunu, küçük çocuklar yetişkinlerden daha iyi bilir. Bu sebeple çocuk küçük ve büyük tüm hayal kırıkkıkları karşısında, genellikle de sanki küçücük eklemleri ateşler içinde yanıyormuş gibi kendilerini yerden yere atarak, ağlayıp bağırmaya başlarlar. Bu iyi bir içgüdüdür. Biz yetişkinler ya da gençlik çağını sağ salim atlatabilenler, bu içgüdüyü sosyal normlarla değiltirdik. Biz sakin kaldık. Acıyı yuttuk. Sınırların ihlal edilmesini affettik. Biz deimizin ateşler içinde yanışını görmezden geldik, kendi kendimizin soytarısı olduk. Bazen özellikle başarılı olsuğumuz zamanlarda, hayal kırıklığının anısını bile hafızalarımızdan tamamen sildik. Sonuçta elimizden kayıp gidenlerin, elbette dönüşü yoktu. Giden gitmişti. Kendimizden geriye nasıl bu kadar az şey kaldığını bile hatırlayamıyorduk artık. Neden hiç bir şey beklemediğimizi, neden bu kadar azını hak ettiğimizi ve neden boşlukları doldurmak için hayatlarımıza yabancıları soktuğumuzu.
Sayfa 56 - İletişim yayınları
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.