Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

724 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabın psikolojik bir roman olduğunu anlamak zor değil. İsminden bile kendini belli ediyor zaten. Dili kesinlikle farklı. Konuyu, anlatımı beğenmeseniz bile Oğuz Atay 'ın ne kadar yetenekli bir kalem olduğunu anlamak güç olmayacaktır. Mükemmel işlenmiş kelime oyunlarını rahatlıkla fark ediyorsunuz. Oldukça ağır ilerliyor kitap. Son birkaç yüz sayfasında Selim 'in günlüklerinin içeriği anlatılıyor ve kısa kısa bölümlerden oluştuğu için daha akıcı bir hale geliyor. Kitabın içinde kırk-elli civarı harf sayısından oluşan kelimeler görmeniz mümkün. Birkaç sayfayı kaplayan oldukça uzun, daha önce hiçbir romanda karşılaşmamış olma ihtimalinizin yüksek olduğu cümleler görüyorsunuz. Burayı özellikle dikkatle okuyun, İletişim Yayınları 'ndan çıkan nüshasında 460-537 sayfaları arasında yer alan kitabın 15. bölümü sadece ve sadece tek bir cümleden oluşuyor. Hatta, eğer atlamadıysam, sonda yer alan nokta hariç noktalama işareti de mevcut değil bu cümlede. Tam yetmiş yedi sayfa ve ne yalan söyleyeyim ben bu sayfalara dair şu an hiçbir şey hatırlamıyorum. Tutunamayanlar mükemmel bir dibe vuruş hikayesi olmuş. İnsan bazen kendi karanlığında kaybolur ya hani, bir insanın nasıl kaybolduğuna tanıklık etme fırsatı işte size. Eminim ki, bu kitap çok fazla insan için bir kırılma noktası olmuştur. Hayat her şeye rağmen güzel elbet, yaşamaya değer orası ayrı konu. Ama bunalımlarımız, iç karanlığımız, isyanlarımız, bulamadığımız çıkış kapıları, yalnızlığımız, tutunamamız... Bunların hepsi bizim hayatımızın gerçeği. Kitabı bitirdikten sonra, eğer sevmişseniz yani sizi içine almışsa -ki bence bitirmeyi başarmışsanız sizi içine almış demektir- o kapağı kapattıktan sonra bir süre kendinize gelemeyeceksiniz.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,7bin okunma
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.