Edebi yazıları dışında normal yaşantısında kullandığı dili, arkadaş ilişkisi ve bir mektupla sınırlı eşiyle nasıl muhabbetleri varmış bunlara tanıklık ediyorsunuz okurken. Özellikle iki konu adına yakışır şekilde çok zarif ve hoştu. İlki
Hicret Günleri kitabının yazarı Meral hanımla mektuplaşmaya başlamadan önce babası Abdülhak Maruf'a bildirmesi bir nevi onay ve iznini alması inceliği ki dönemin zihniyeti göz önüne getirilirse ne kadar yerinde bir hareket olduğu daha net anlaşılır. İkincisi ise Zarifoğlunun bu kitapta öğrendiğim bir yönü eşine gönderdiği mektubun altında ismi yerine "şairi garipcan" imzasını kullanması. Zarif insan diye anılagelmiş şairimizin kendini tanıtan cümlesi buydu. Çok hoştu. Okumaya başlarken bir
Milenaya Mektuplar umduğum gerçeğini bir kenara bırakırsak Özellikle Cahit Zarifoğlunun kişiliğini çabasını yaşayışını tanımak isteyenlere göre bir kitap.
Keyifli okumalar.