Biz Aykırıya Ayrıntıya Ayrıksıya Azınlığa tutkunuz" demiş Edip Cansever. Bu kitabı okurken çok güzel olan yukarıdaki dizeler beliriverdi dimağımda. Güneş görmeye ihtiyaç duyacak kadar çok zaman gölgede kalmış sorunlar yer alıyor kitapta. Ben de tam güneş vururken çektim sevgili Yalçın Tosun'un bu kitabını. İçinde hepimize yer vermiş. Tüm gizlerimizi, korkularımızı, dostluğumuzu, ergenliğimizi, gündelik hayatımızdaki sıradanlık perdesinin arkasında kalan enteresan yaşantımızı kısacası bizi bolca anlatmış. Kadınların gün adını verdikleri toplantılarda kaçı sizi veya sohbetinizi sevdiği için gelip karşınızda oturur? Kapanmayan ama bir yara bandı ile gizlenen yaraları açığa çıkarmaya meraklıları daima vardır. Yapılan kek pastaları iştahla tüketmek isteyenler de, sırf sıkıcı hayatına bir akış katmak için katılacak bir topluluk arayan da... O kadar güzeldi ki içerisindeki hikâyeler! Suratınıza ayna tutulsa sizi size bu kadar net gösteremez. Yazarın çok iyi bir bakış açısı var. Özellikle hikâyelerinin sonunu çok iyi getirmiş. Madam Marini'nin hikâyesi beni çok etkiledi. Nedense onu okuduktan sonra aslında hepimizin tamamlanmamış bir resimden ibaret olduğunu düşündüm. Bir yazarın amacı eğer okuru düşündürüp, önüne farklı seçenekler sunmak ve yorum yaptırabilmekse sevgili Yalçın Tosun bunu başarmış. Günümüz yazarlarımızdan en iyilerinden benim gözümde. Umarım yaşamınız boyunca hep yazar ve biz okurlarınızı gelecek nadide eserlerinizden mahrum bırakmazsınız.

Peruk Gibi HüzünlüYalçın Tosun · Yapı Kredi Yayınları · 2018853 okunma

·

30 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Süeda