Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

280 syf.
·
Puan vermedi
Yüce Tanrı Bir Bahçe Dikerek İşe Başladı
"Bir bahçe en katıksız insanca kıvançların kaynağıdır. İnsan ruhunu en güzel o yeniler, onsuz konaklar saraylar kupkuru birer el ustalığı olarak kalır." Francis Bacon Latife Tekin, ilk kitabı Sevgili Arsız Ölüm yayımlandığında, henüz 26 yaşındaydı. Amarantha'nın yalnızlığıyla çok erken tanışması, Marquez'in eliyle ardarda bir çok eser ortaya koyacağının habercisiydi. Onu okuyanların ortak görüşü en iyi eserinin ilk eseri olduğu. Çünkü genel okur kitlesi, bir yazardan daima daha iyisini beklerken, anlattığına, anlatım şeklindeki değişime daha az takılmakta. Unutma Bahçesi, Tekin'in 47. Yaşında yayımlanan, otobiyografik unsurlar barındıran, eser kategorizasyonunda zorlanılacak ve benim de ilk kez okuduğum bir Latife Tekin eseri. Eser Yeşil Hareket Öncüsü Ahmet Filmer'e saygıyla başlayıp, anlatıcısıyla 120. Sayfada tanışacağımız dört bölümden oluşmakta. Bölümler neden var? Soruyu yanıtlamak güç çünkü eser boyunca alışılagelmiş bir olay örgüsü yok. Son ana kadar yeni bir karakter giriyor ve her karaktere bir iplik gözüyle bakılırsa karmakarışık bir hayatlar düğümüyle karşı karşıyayız. Kitapta bahçedekilerin geride bıraktıkları onlarca mekan var belki ama yaşanan tek mekan; Unutma Bahçesi. Unutma Bahçesinin bir ütopya -Şeref'in Ütopyası- olduğunu düşünebilir miyiz? Yaşamı boyunca insanlardan uzak olmak istemiş, botanikle ilgilenen bir mühendis olan ve toplumun yıkıcı kurallarından kaçınan Şeref, bir ada tasavvuru içerisinde Unutma Bahçesini tasarlamıştır. Bahçede yetiştirilmesi gereken bitkiden, yaşaması uygun bulunan insana, yapılabilecek mimari esere kadar her şey onun kontrolündedir. Aynı zamanda tüm bahçe halkının belirli görevleri olup, ortak amaç unutmayı başarmayı arzuladığı bir toprak parçasıdır Unutma Bahçesi. Unutma Enstitüsü gibi projelerle de bahçenin geliştirilmesi planlanırken, tarihin unutulmayan izleri de bahçeye yerleştirilmek istenir nedense; dünyanın ilk anılarından Mağara duvarlarındaki bizonlar bir hikayede yer alır mesela, bir gemi konmak istenir, evet ilk akla gelen Nuh'un gemisi, bir unutma ırmağı; Lethe... Bir ada yaratılmak istenir, bir ada, unutabilmiş mutlu insan adası... Peki ya distopya? Doğal yaşam ve görev paylaşımı, dünyayı kirleten atık ve anlayışlardan uzak bir topos yargısını bozan, eser boyunca anlatıcının tedirgin edici üslubu... Şeref'in despotik yanı, akılları küçümseyişi, katı kuralları, Cömert'in kıyıcı avcılığı, her karakterin psikolojik sorunları, takıntıları, eşitsizlik de eklenince yemyeşil olan ambians bir anda kararıyor akılda. Neticede Unutma Bahçesi'nin ütopya mı antitezi mi olduğunu, anlatı boyunca Şerefle içsel mücadelede olan Tebessüm belirlememize izin vermiyor. " En güzel toprak unutturur..." Unutma: kısa süreli bellekteki bilgilerin tamamen silinmesiyle, uzun süreli bellekte de bilgilerin gerekli bağların kurulamamış olması nedeniyle çağrılamamasıdır. Bilimsel ve felsefi bir tanım yapmak gerekirdi ne yazık ki bu alanlarda yetkin değilim, Tekin de Platon ve Nietzsche'den yapılan birkaç alıntı dışında bu amaçta değil. İsimden de anlaşılacağı üzere "Unutmak" ve korku duygusu daha ilk satırlarda başlıyor. Öncelikle insan neyi unutmak ister? Ya da neden unutmak ister? ve bu iki sorunun zıtlarını da beraberinde kendine sormalıdır. Birbirimizden ayrılsak da kollektif bir kültür mirasçısı olarak hepimiz kötü anılarımızın silinmesini isteriz. Ama o anılarla birlikte yediğimiz güzel yemekler, kokular, dokunuşlar, mekanlar herşey silinmek zorundadır. Yani karayla hiç bir bağ olmamalıdır ve Tebessüm eserin ilk sayfasında bu bağdan yakınır, Unutma Bahçesi bir ada değildir yazık ki kara ile bağı vardır. Sürekli gelen yeni ziyaretçiler karadan toprak taşır sanki... Toprak... Toprağı terketmek, toprakla uğraşmak ve toprakla örtülmek hepsi unutmaya yardımcı ve sonuncusu unutmayı sağlayıcıdır. Günümüz insanlarının modern şehirleri terkedip, toprağa ve doğaya dönüş sebepleri de "Unutmak" değil mi aslında? Ve yazmak, yazmak hatırlamaktır bana göre, hatıralara şekil vermektir, hatıra bırakmaktır. Unutma Bahçesi sakinleri (?) daima yazmaktadırlar ve mektuplar da almaktadırlar. Bu şekide nasıl unutulabilir? sorusunu sormadan edemiyorum. Neticede eser baştan sona Tebessümün hatırlamaya çalıştıklarıdır. Hatırlamak / anımsamak için de unutmayı başarmak gerekiyor değil mi?.. Deprem; anı silici, yıkıcı bir afet ve unutulmaz... Cömert... Kurmaca eserlerin girişi pek değişmez: rutin hayata dışarıdan bir insanın gelişiyle yeni olaylar başlar. Unutma Bahçesi'ne depremzede Cömert'in gelişi eserin sarsıcı bileşenidir, anlatış hep Cömertle şekillenir ve sık sık duyulan sestir onunki. Avcılık ve katillik konularını tartmak isteyenler için güzel bir örnektir Cömert. Belki sırf bu analiz için bile bu eser okunabilir. "Ağaçları yanan tepeler geçirdiği yangını sonradan unutur mu, bilmek isterdim." Unutma Bahçesi'nde unutulanlar yerine her an yeni anılar biriktiğine şahit oluruz. Sanki unuttukça unutulması gerekenler de artar. Doğa; bitki -insan, hayvan- insan unutuş kıyasları yapılır, netice de unutamamak da ortaktır bana göre. Bahçeye gönderilen mektuplar da unutmamanın öneminden dem vurur ve görülür ki mektup yazanlar unutulası acılar yaşamış olan insanlardır. En özeli ise Işık Ergüden'in mektubudur. #83089073 Ve aşk, dilde olmayan ama her an ortaya çıkıverecek gibi bir sessizlik olarak Tebessüm, Ferah, Şeref arasında gezinir. Hep oradadır ama hiç dillenmez. Bu duygu, eserdeki doğal yaşam, ada-bahçe sakinlerinin yazar -yazmak isteyenlerden oluşması, toplumdan uzak yalın düşünce arzusu, belki de en çok unutmak, Latife Tekin'in Gümüşlük Akademisi'ndeki rolünden anlaşılacağı üzere otobiyografik unsurlardır. Olay örgüsünün, karakter yığınının karmaşıklığına rağmen, unutmayı ve unutmamayı, toprağa, doğaya dokunduğu bir ütopyada bulabileceğine inanan herkes bu eseri okuyabilir. Ve Latife Tekin, okunmalı, henüz hayatta iken. Ve yine çok teşekkür ederim. Kaynaklar: tr.m.wikipedia.org/wiki/Latife_Tekin yesilgazete.org/blog/2017/04/19...) psikolojibilimi.gen.tr/unutma-nedir-un...
Unutma Bahçesi
Unutma BahçesiLatife Tekin · Can Yayınları · 2019627 okunma
··
547 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.