Farklı zaviyelerden Sünnet’e yöneltilen tenkitlerle Kur’an-ı Kerim’in Sünnetle irtibatı koparılmakta,böylece herkesin Kur’an-ı Kerim’i arzusuna göre anlamasının yolu açılmaktadır.
Ortantalizma İslam’la doğrudan savaşarak ilerleyemediğini görünce Sünnet’i reddeden Kur’an Müslümanlığıyla “ihyacı” görünerek,”imhaya” çalışıyor.Doğrudan Allah Rasülü’nü tenkid etmenin Müslümanların nefretini üzerine çekecek olmasını hesaba katarak,sahih hadisleri,Allah Rasûlü’nün hukukunu koruyor görünerek reddediyor.
Hadis-i şeriflere hiç bakmadan Sünnete rağmen hüküm verenler,”Niçin böyle yapıyorsunuz?” sorusuna muhatap olduklarında hevalarına uymayan hadisler mütevatir derecesinde de olsa mevzu olduklarını iddia edebiliyorlar.Bu durumda akla şöyle bir soru gelmektedir:Kur’an Müslümanları “Neden Sahabenin rivayet ettiği Sünnet’i inkâr ediyor da,onların naklettiği Kur’an’ı alıyor? Onlar Kur’anı rivayet ederken güvenilir de,hadisleri neklederken mi -hâşâ- ihanet içerisindedirler? Kur’an’ı muhafaza ederken başarılı olanlar,niçin O’nun mübeyyini olan ve korunması kendisinin muhafazasına bağlı olan Sünnet’i hıfzetme noktasında aciz kalsınlar?!
Allah Teâlâ,Kitabı’nın murad-ı ilâhi çerçevesinde anlaşılmasını temin için O’nun mübeyyini olan Sünneti de muhafaza etti.Aksi bir durum Kur’an’nın -hâşâ- uydurulmuş hadislere ittibâyı emrettiğini iddia etmek olur ki bu da söyleyen için felakettir.