Eski evimizin hayatını (bahçesini) izlerken o küçüklük yıllarımda sanki bitmeyecek bir rüya âlemindeydim. Cennetti burası. Hep mutluydum. Gönlüm genişti, ferahtı. Havada kar sesi olunca mutlu olurdum. Çatıdan eriyen karlar evin içine akardı. Sobanın sesi ve tavana yansıyan ateş. Çatıdan evimizin içine su aktığını hatırlıyorum. Evin ortasına kap koyduğumuz günler.
Kitabın bana daha ilk sayfalarda verdiği samimi hava ile hissettirdikleri, hatırlattıkları bunlar. Ben böyle bir evde doğup büyüdüm. Kitapta anlatılmak istenenle yazdıklarımın çok alakası yok fakat o cümleler, kelimeler… Bana bunlardan başka hiçbir şeyi hatırlatmadı.