Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

90 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Fakültelerde mimarlık yapma etmeciliğe indirgenmiş durumda fakat kuramı olmadan mimarlık yapılmaz, okumadan mimar olunmaz. Ne kadar ortaya çıkardığımız her ürün ardında koskoca bi araştırma geçmişini barındırsa da -ya da barındırması gerekse de- okullarda vurgulanan pratik yaratıcılık. Yaratıcı şipşak olunmuyor, pratik olması gereken de uzun hayal süreçlerinden çıkan ürünün işlenmesinin zamanla çabuklaştırılması anlamına geliyor bence fakat üretim şipşakçılığa indirgenemez akıldan, kitaptan, bağlamdan kopuk tasarım ise yapılamaz. Çizerken okumak, gezerken düşünmek, görürken de hissetmek lazım. Duymak yalnızca kulakla veya gözle veya tek bir özelleşmiş organla ilgili değil, hissetmekle ilgili. Hissetmek dokunmakla ilgili, dokunmak ise tüm duyuların atası. Hissetmek de yalnızca fiilen değil tabii ki mecazen de kullanılıyor mimarlıkta, çünkü mimar olmak sanatçı olmaktır. Fakültede her öğrenci elinde bir kalem kağıt -gösterişi sevme derecesine göre renk skalası değişebilir- dolaşır, her eğitmen "çizdiğiniz her çizgi bir duvar, bunun sorumluluğuyla çizmelisiniz" der fakat bütün bunlar öğretmeninden öğrencisine aslında farkında olmadan söylenmiş popülist laflar ve yapılan popülist edimlerdir. Buradan çıkan öğrenci buraya döner eninde sonunda, ardını yetiştirir. Biz okumadan ve anlamadan, ne yazık ki ne öğrenebilir ne de öğretebiliriz. Ne de hakkı olanı mimar yapabiliriz. Farkında olmadan bitirilen bir 4 yıl, üstüne 2 yıl yüksek lisansı doktorası doçentliği prof.luğu... Sonunda olduğun mimar ise yalnızca saygı duyulan mimardır ama yine saygı duyan da neden duyduğunu bilmediği için yalnızca politik yanlılığına göre belirli çevrelerce destek görür bu mimarlar. Mimarlık politik üstünlüğü olan bir mevzudur fakat hayattaki en sınıfsal da mecradır belki. Barınmaktır, korunmaktır ve "yaşamaktır" her şeyden önce mimarlık. Öğrenemediğimiz mimarlık "öldürür". Her konudan okumak, mimarlık öğrenmek ise "dönüştürür". Hedefler saygı görmek veya para kazanmak, üstün olmak, rekabet fikirlerinde kilitlenmediği sürece, bireysellikten toplumu gözetmeye kaydığı müddetçe biz yararlı olabilir, "hak edebiliriz". Hayat varetmek, sağlığı sürdürmek ve barışı getirmek sıradanlaşmakla değil okumakla olur. Şipşakçılıktan öte öğrenmek, doğrular için mücadele etmek, kişisel öğrenip topluma yapmak, pratiği yüce bir amaçla yücelterek yaratımdan sonraya bırakmak, düşünmek önemlidir. İşte tüm bunlardan sonra bu kitabın okunması, görüp geçmekten arındırılan üretme anlayışının biçimlenmesi, hissetmenin yüceliği anlaşılmalı diye düşünüyorum. Kitap değerli anektodlar da sunuyor içinde. Altını çizdiğim cümleler oldukça fazlaydı.
Tenin Gözleri
Tenin GözleriJuhani Pallasmaa · Yem Yayınları · 2011413 okunma
·
104 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.