Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Öykünün Bahçesi
Semih Gümüş'ten başvuru niteliğinde bir kitap: Öykünün Bahçesi. Okunup bir tarafa konulacak ya da öylesine okunacak bir kitap da değil. Uzun yıllar boyunca başucu kitabı olabilecek nitelikte bilgiler içeriyor. Sadece edebiyatla uğraşanların değil, ayrıca öykü, roman okuyup da biraz derinlikli okumak isteyen kişilere de yardımcı olabilecek niteliktedir. Bu kitap Semih Gümüş'ün çeşitli yerlerde çıkan yazılarının derlenmesi sonucu oluşmuş. Semih Gümüş kitaba yazdığı önsözde, öyküye nasıl başladığını, neler okuduğunu ve öyküye başlamasında zamanın dergilerinin payı konusunda da bilgi veriyor. Öykü ve özellikle 'kısa öykü' konusunda düşüncelerini anlatıyor. Semih Gümüş, Öykünün Bahçesi adlı kitabıyla bazı şeyleri parlatıp onların daha iyi görülmesini sağlıyor. Anlattığı tür, kavram, kişi ve eleştiri metinlerinde, okura edebiyatın içinden dışarı süzülen bilgileri kendince anlatmaya çalışıyor. Kendisi Türkiye'nin yaşayan en nitelikli eleştirmenlerinden biridir. Burada da sadece okura değil eleştirmenlere de sesleniyor. Eleştirmenin görevinin, bir kişiyi sevip sevmemek olmadığını, yazılan metni de edebi ölçütlere göre değerlendirerek anlamaya çalışılmasını gerektiğini, o yüzden de birbirinden farklı öykü türlerinin hepsini tek bir pota içine atıp oradan bir sonuç çıkartmak yerine farklı farklı değerlendirme yapılarak daha özgün bir kıyaslama yapılması gerektiğini belirtiyor. Öyküde işlenen konu ve işleme tarzlarının farklı olabileceği gibi genel tarz içine girmedi diye de bir öykünün yok sayılamayacağını da ifade ediyor. Kısa öykü ile roman yazmak arasındaki o ince çizgiden de bahsediyor. Kitap içinde verdiği örneklerle bazı şeylerin daha iyi anlaşılmasına da yardımcı oluyor. Kısa öykü nedir, ne değildir ve romanla arasındaki farklara da değiniyor. Semih Gümüş okuyucuyu keşfe çıkartıyor. Öykü, kısa öykü ve roman türlerinden ama özellikle kısa öykü üzerinde durarak bunun nereye konuşlandıracağını çeşitli örneklerle anlatıyor. Kısa öykü yazan öykücülerden ve kısa öykülerden de bahsederek, o öykülerden kendisinin ne anladığı ile okurun anlayışı arasındaki bakış açısına da değiniyor. Bu kitabı okurken bazı kısa öykü ve öykücülerden anladığım şu oldu: Dar alanda kısa paslaşmalar. İç dünyanın kendisi ve çevre ile çatışması, sıkıntılar, sorunlar gibi gibi…Yani kasvet çökmüş kentin üstüne minvalinde gün yüzü görmeyip hep yeraltında yaşamaya mahkum edilmiş bir durum gibi. Tabi ben kitapta, Semih Gümüş'ün bakış açısı ve sezinlemesi gibi bir çözümleme yapamam. Bu kitabı okumamım sebebi ise bu konuda bilgi sahibi olmaktı ve onu da sağladı. Burada bahsedilen kitapları daha önce okumuşsanız bir de bu kitabı okuduktan sonra tekrar o kitapları okuyup iki okuma arasındaki farka bakabilirsiniz. Semih Gümüş, öykücü bazı kişiler hakkında rahat, net ifadeler kullanıp o kişileri bize anlatırken, bazı kişi ve öykülere geldiğinde ise kendi bile zorlanıyor. Hatta bence bazı zorlama cümleler ve yazarın bile düşünmediğini düşünüp ona göre anlamlandırmaya çalıştığı yerler de olmuş. Bu işin üstadı bile belli kişiler hakkında zorlanıyorsa okuyucu ne yapsın? Ya da okuyucu bu kitapları okumadı diye nasıl eleştirilebilir? Semih Gümüş ise işinin gereği olarak bu metinlerle uğraşmak, anlamak, anlamlandırmak durumunda olduğu için sabredebiliyor. Peki, okur niye sabretsin? Ondan alacağı bir haz, anlam, bilgi bulamamışsa sırf bir şeyler okumak adına niçin okusun ki? Bu nitelikli okumanın da ötesinde bir durum. Nicel ve nitel bir durum tartışması yapılabilir lakin bazı kitapların okunmamasını bir eksiklik olarak göstermek de yanlış. Tabi bu düşünceyi Semih Gümüş söylemiyor, benim görüşüm. O ise eleştirmenlere bu kitapları nasıl okumaları gerektiğine dair düşüncelerini paylaşıyor. Bu kitabı iyi ki Semih Gümüş yazmış. Kitapta bahsedilen çoğu ismi sadece ismen bilirim. Bu irdeleme sayesinde epey bilgi sahibi oldum ve tavsiye ederim. Bu kitabı okuyup bitirdiğinizde bazı şeyler artık eskisi ya da göründüğü gibi olmayabilir. Bazı kişilerin tam anlaşılabilmesi ya da sindirilebilmesi için bu kitap okuyucuya bir kapı aralayabilir.. Bu kitabı 18 - 19 Nisan 2020 tarihleri arası okudum. İnceleme yazısı ise 14 Eylül 2020 tarihinde 1000Kitap sitesine eklendi. Okuduğum kitap 2.basım 2008 tarihli, Can Yayınları'ndan çıkmış. Bu kitabın ilk baskısı 1999 yılında 'Adam Yayıncılık' tarafından yapılmış.
Öykünün Bahçesi
Öykünün BahçesiSemih Gümüş · Can Yayınları · 201237 okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.