Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kızılderililerin arasında yaşayabilirdim ya da Budist rahiplerinin, çöl Araplarının arasında da yaşayabilirdim ya da alkolik Finlilerin, Sibirya’da tundra bölgesinde, en yakın komşunun yüz yetmiş kilometre uzağında yaşayabilirdim ya da bir Afgan çadırında, Fas’ta beyaz badanalı bir eve sapsarı bir sokağın köşesinde kırk yıl durup bakabilirdim ya da okyanusa hiç hayal kurmadan, bir Pasifik adasında dünyadan kaybolmuş ve ahreti yokmuş gibi ağaç gölgesinde oturarak ölümü bekleyebilirdim ve bundan bir lezzet de duyabilirdim, Günay Afrika’da çalıların üstüne bırakılmış kıyafetlerin birini giyip oturup kalabilirdim dünyadaki başka payımı aramadan, Lübnan’da ömrüm boyu ocağın başında kahve cezveleri sürerek durabilirdim, arada bir portakal çiçeği kokusu alırsam ne ala, İsveç’te sırf eşcinsellerin müdavimi olduğu bir barın iri yarı fedaisi olabilirdim, gözlerimde ne kadar dişlesem dünyanın tüketilemeyeceği duygusu, ellerimde her sabah itip uzaklaştırmaya çalıştığım geniş boşluk, bakıp bakıp kopkoyu bir bakışsızlığa düşebilirdim, bilirdim ki kim nereye düşerse düşsün sonra kalkıp evine gider, insan düştüğü yerde, yaralandığı yerde, bittiği yerde değildir, bunların hepsi evdedir, ev görmeye bu yüzden dayanamam, Cezayir’de aklı başında bir tane adam görmeden yaşayabilirdim kırık dökük her tür eğretilik içinde, Polonya’da en soğuk gün akşamüzeri sokağa çıkıp da bir iyi yürümezsem namerttim, hiçbir satıcıdan selam almasam da Portekiz’de, hele Portekiz’de, okyanusa bakabileceğim yosunlu bir sandalye bulsam ömür boyu oturabilirdim, durabilirdim, ama işte iki sokak ötede oturamazdım, duramazdım. Zaten bunlar oturmak ve durmak için değildi. Ama işte bütün hatıraları, cetvelleri topladım, iki sokak sokak öteye taşındım.
Sayfa 174 - İletişimKitabı okudu
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.