Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

656 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 günde okudu
Dünden Bugüne Çin
Henry Kisssenger, 'Dünden Bugüne Yeni Çin' adlı kitabıyla Çin'in yaşadığı yapısal değişiklikten bahsediyor. Peki bu yapısal değişiklik nedir, ne zaman oluşmuş, oluşma sebebi nedir ve bunun karşılığında ne gerçekleşmiştir? Ayrıca SSCB ile diyaloglar da önemli. Yeni Çin ile Yeni Rusya'nın Marksist-Leninist ideolojiye sahip olmasıyla birlikle niçin bir birlik oluşturamadılar? Bunun da cevabı kitap içinde. Gazeteci, siyasetçi, diplomat, uluslararası ilişkiler bölümlerinde okuyanlar ya da siyasetle ilgilenenlerin çoğunun bildiği bir isim olan Kissenger'in bu kitabı, Çin'e dair saptamaları, önermeleri, düşünceleri, tespitleri içermektedir. Kısa Çin tarihi anlatımıyla kitap başlıyor. Lakin öyle karmaşık, çetrefilli bir anlatı kullanılmıyor. Çin'in zihin yapısı ile Batı siyaseti ve kültürünün karşılaştırılması yapılarak bazı konuların daha net anlaşılmasını da sağlanmış. Bu da okuyucuya kolaylık sağlıyor. Örneğin, Batının hep Çin'e doğru gitmek istemesine karşın, Çin'in niçin uzak diyarlara gitmediğini de çok güzel bir şekilde anlatıyor. İngiltere'nin Afyon Savaşları ile Çin'e egemen olması, bazı şeyler için de bir dönüm noktası oluşturur. Ayrıca o zamanki Çin'in, teknolojiye nasıl baktığını göstermesi anlamında da önemli. Kitabın bazı kısımları okundukça bunları Kissenger mi yazmış yoksa Çinli biri tarafından mı yazılmış olduğu şaşırtabiliyor. Genelde Batılı bakış açısı, 'uygarlaştırmak, demokrasi getirmek için oralara gidildi' cümlesi kullanırken, Kissenger daha yerel bir açıdan yaklaşabiliyor. Çinlilerin geleneksel teknolojiye ve kendilerinden olmayanlara bakış açısıyla, 'Batılıların' onlara bakış açısını da çok iyi vurgulamış. Sun Tzu'nun müzakere ve silahsız savaş yoluyla galip gelmek düşüncesi ve Konfüçyüs felsefesine karşı makyavelist bir felsefenin hizmetinde olan Batılı devletlerin doyumsuzluklarını da karşılaştırıyor. Japonya ve Çin arasındaki 'dış güçlere' bakış açısı farklılıklarına da değinirken, Çin'in kendini üstün görüp korumacı bir halde davranmasına karşın, Japonların dıştan gelen ticaret ve teknolojik gelişmelere dikkat ederek, önemseyerek taklit yoluyla kendine uyarlamaya çalışması hakkında da bilgiler sunuyor. Bu farklılığın zaman içinde nasıl değiştiği de gözlemlenebiliyor. Bunun neticesinde şu anki Çin'in geçirdiği o değişim ve o süreç içinde yaşananları bilmeden yapılacak yorumlar da sağlıklı olmayabilir. Henry Kissenger, Çin'in 'Dünden Bugününü' anlatırken çevre ülkeleriyle olan ilişkilerine de değinmeden geçemiyor. Salt Çin tarihini anlatmıyor. Özellikle konuya ilgi duyanların haricinde genel okuyucu içinde çeşitli bilgiler veriyor. Çin tarihi açısından önemli bir unsur da Mao Zedung'un iktidara gelişi ve ileri ki dönemde uygulamaya soktuğu 'sürekli devrim' fikridir. Kissenger bu konuya da değiniyor. Mao'nun neden geleneksel yapıya, imparatora ve Konfüçyüs'e fikren karşı çıkılma sebeplerini de anlatıyor. Çin'in 2. Dünya Savaşı sonrasında ya da Mao'nun önderliğinde yaşananları da kendince yorumluyor. Rus devrimiyle Çin devrimi arasındaki farkları da belirtiyor. Derinlere inmeden gözüken durumu herkesin rahat anlayabileceği şekilde ifade ediyor. Mao'nun Çin'deki tarih yazıcılığı; yaptıkları, yapamadıkları, tenakuzları hakkında da bilgi vererek okuyuculara kılavuzluk sağlıyor. Burada önemli başka bir durum da ortaya çıkıyor: Satranç ile Wei qi'nin amansız savaşı. Bu kavramların mücadelesi de kitap boyunca irdeleniyor. Mao ve öğretisinin özellikle 'Kültür Devrimi' sırasında Çinli filozof 'Konfüçyüs'ü puta benzetip bir çeşit 'putları yıkıyoruz' mantığıyla harekete geçme sebep ne idi? Niçin Mao, işçi, öğrenci, köylü hareketi ile ülkenin ileri gelenlerine ve Konfüçyüs'e tepki olarak 'insan avına' çıktı? Çin ile ABD yakınlaşması nasıl oldu? Mao ve ABD yönetimlerinin bu yakınlaşmaya bakış açıları ne yönde idi? Çin ile Rusya'nın ideolojik yakınlığı veya karşıtlığı; Stalin ve Mao arasındaki münasebetler, Rusya'nın Çin iç savaşına tutumu ve bunun Çin'in Rusya ile diyaloglarına etkisi gibi önemli konular da irdeleniyor. Henry Kissenger 'Dünden Bugüne Yeni Çin' kitabıyla ABD - Çin yakınlaşmasının tarihi köklerine iniyor ve o yakınlaşmanın birinci el tanığı olarak anılarını paylaşıyor. ABD - Çin yakınlaşmasının sebepleri, arka planı ve neler yaşandığını ABD Başkanı Nixon'un özel temsilcisi olarak yakından biliyor. Çin'e yaptığı resmi ve özel ziyaretlerde bu yakınlaşmayı olgunlaştırdıktan sonra Nixon'un Çin ziyareti gelecek açısından ABD - Çin ilişkilerini nasıl etkiledi. Kissenger'in anlatımı ve görüşmelerin resmi tutanaklardan deşifre edilmesiyle ortaya çıkan bilgiler okunuyor. ABD'de önce Nixon sonra Ford'un özel temsilcisi olarak Çin'e yaptığı gezilerden hem Mao'nun hem de Çin'deki siyasi elitin tutumunu birincil elden yansıtıyor. Öznel anlatım resmi tutanaklarla sağlamlaştırılıyor. Bu kitap yüzeysel değil de derinlikli okunduğunda içindeki şifreler de çözülebilir. Bu şifreler çözüldüğünde ABD - Çin yakınlaşması daha net anlaşılabilir. Bunların ne olduğu ise kitabın sayfaları arasında yer almaktadır. Bu kitap özellikle gazeteci, tarihçi, siyasetçi (çok garip bir kelime ama olağanlaştığı için yazdım), uluslararası ilişkiler okuyan kişilere hitap etmektedir. Akademik dil kullanılmadığı için anlatım oldukça akıcı (çeviri de öyle). Bugünkü Çin ile dünün Çin'i arasındaki farkı oluşturan siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik etkenler neler? Çin'in şahlanışında hem Çin'in kendi iç dinamikleri hem de 'dış mihrakların' rolü nedir? Gibi sorular da cevabını bulabiliyor. (Bazı soruların cevabı yok. Bazı konulara hiç değinilmemiş ve bazı yerler yüzeysel geçiştirilmiş. O yüzden her şeyin cevabının bu kitapta olmayacağı bilinmeli.) Yazar okuyucuya derinlikli ve ayrıntılı bir Çin tarihi anlatmıyor; öyle bir amacı da zaten yok. Sadece bazı kırılma anlarının fotoğrafını (keşke görüşmelere dair fotoğraflar da eklenseydi, çok da güzel olurdu.) çekerek onlar üzerinden Çin'in geçirdiği evreler hakkında bilgi veriyor. Kitap okunduğunda Çin hakkında alim olunmayacak ama yine de epey bilgi sahibi olunabilir. Ayrıca stratejik zeka oyunu olan satranca karşılık Mao'nun wei qi oyununu önemli görmesinin sebepleri de sıralanırken bunun siyasi, diplomatik ve askeri alanlarda nasıl kullanılabileceği de önemli. Çin, ABD ticari ilişkilerinin gelişim sürecinde siyasetin rolü nasıldı? Ya da iki devletin birbirlerine yakınlaşmasında ülkelerin dış politikaları nasıl bir yol çizdi? Nixon'un ABD başkanlığına gelmesiyle Çin ile ilişkileri nasıl süreç işledi? Bu ve buna benzer onlarca anlatım içeren bir kitap. Henry Kissenger bu kitabı ile Çin - ABD ilişkilerine çok yakından bakıyor. Kişisel anılar eşliğinde bir Çin analizi yapılırken siyasi ayak üzerinde ağırlıklı duruluyor. Bu yakınlaşmanın ekonomik ayağında neler yapıldığı ise başka bir kitabın konusu diye bahsedilmemiş. Çin'in şu an gözüken ekonomik kalkınmasının altında yatan siyasi kararların sadece içerdeki birkaç kişinin tutumu sonucu mu geliştiği ya da bu gelişmeye başka etkenlerinde katkısı oldu mu bunu da Kissenger'in anlatımıyla okuyoruz. Çin'in yaşadığı siyasi ve ekonomik değişimin görünen yüzünün arka planında neler yaşandığını anlatması bakımından önemli bir çalışma. Kitabın 649 sayfalık hacmi okuyucuyu ilk etapta korkutabilir. Lakin okumaya başlayınca güzel bir roman gibi kendine çekebiliyor. Tabi herkese hitap eden bir kitap da değil. Meraklıları için bilgilendirici nitelikte bir çalışma. Tavsiye ederim. Kissenger, bu kitabın temelini, hükümet içinden ya da dışından çok sayıda kişiyle yaptığı görüşmeler olduğunu ifade ediyor. Kitaba başlamadan önce bazı teknik konular hakkında bilgiler vermektedir. Örneğin, 'Çince yazım üzerine notlar' kısmında Çince isimlerin nasıl yazıldığı konusunda bilgi de veriyor. İki sisteminde kullanılması yanında (Wade - Giles yöntemi ve Pinyin) Çin devletinin 1979 yılından beri resmi olarak Pinyin sistemini tercih ettiğini (Çin harflerinin Latin alfabesine aktarımı) ifade ediyor. Peki fark nedir? Farkı yine Kissenger şu şekilde ifade ediyor: ++ Wade-Giles yazımı: " Teng H'sraoping" ++ Pinyin yazımı: " Deng Xiaoping" (TR: Deng Şiaoping) Bunun yanında kitap içinde geleneksel yapı da kullanılmış (Sun Tzu gibi). Kitabın anlatımı da (ve çeviri de) oldukça akıcı; bazı yerlerde soğuk ve donuk bakış açısı yerine dinamik ve edebi bir betimlemeler de kullanılıyor. Bu da kitabın kendini okutması anlamında önemli. Kitap önsöz ve sonsöz haricinde 18 ana kısımdan oluşmaktadır. 2012 yılında ABD'de yayımlandıktan sonra 2015 yılında Türkçeye çevrilir. Türkçeye çeviren ise Nalan Işık Çeper (Not: ABD Başkanı Nixon'un Türkiye'de 1994 yılında '
Zamanı Yakalamak
Zamanı Yakalamak
' adıyla çıkan kitabı da önemli. Hem ABD'nin kendi içini hem de dışarıya bakışını da anlatırken, Çin ile yakınlaşması da yer almaktadır. Kitabın baskısı olmadığı için ancak sahaflarda bulunabilir.) Bu kitabı 20 Ağustos - 23 Eylül 2020 tarihleri arasında okudum. İnceleme yazısı ise 10 Ekim 2020 tarihinde 1000Kitap sitesine eklendi.
Çin
ÇinHenry Kissinger · Kaknüs Yayınları · 201560 okunma
·1 alıntı·
372 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.