Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Listopad çocukluğundan beri annesiyle gurur duyardı. Bu, erkekçe bir gururdu. Onun konuşmasını, yürüyüşünü severdi. Yüzünü güzel bulurdu. Sesi alçaktı ama o bunu bilerek yapar, karşısındakine aslında yüksek sesle konuşabileceğini ama bunu yapmadığını duyumsatmak isterdi. Altmış iki yaşındaydı. Oğlundan on yedi yaş büyüktü. Koyu renk saçlarının arasına griler düşmüştü. En çok elleri yaşlanmıştı, adaleleri sertleşmişti, güzel değildi elleri. Yine de elliden fazla göstermiyordu. Hâlâ güzeldi. Ama bir zamanlar ne kadar güzeldi o! Ne uzun ne kısa boyluydu. Az bir şey zayıf, uzun bacaklıydı. Hafif ve çevik hareketliydi. Yüzü kartal gibi, teni zeytuniydi. Allık sürmemişti. Uzun koyu renk kaşlarının altında kahverengi gözleri vardı. Ağzının rengi çok hoştu, dişleri inci gibiydi. Saçlarını örmek için açtığında dizlerine kadar iniyordu. Kadınlar onda güzellik olmadığını düşünürlerdi. Hatlarında hiçbir yuvarlaklık yoktu. Yanakları soluktu. Sesi de kısıktı. Ama ne zaman dul kaldı, hepsi kocalarını ondan saklamaya başladılar. Konuşkan biri değildi ama sesinin öyle bir tonu vardı ki, konuştuğunda erkekleri kendine baktırırdı. Öyle bir konuşma tarzı vardı ki konuşurken yüzünde ciddi bir ifade olur, kaşları o anda hafifçe çatıktır, sonra kaşları aniden kalkar, gülümseyerek dişlerini gösterir, o zaman çevresindeki tüm erkeklerin yüzü aydınlanır, onun gülümsemesine itaatkârca karşılık verirlerdi.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.