Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

184 syf.
·
Puan vermedi
OKUMAYA CESARETİN VARSA, BUYUR GERÇEKLER!
Cinsiyetten evvel karakter, şahsiyetiyle bakılmalıdır insana. Evli olanlar, karı koca olabiliyor mu? O 4 duvar, bir aileye yuvaya tebeddül edebiliyor mu, yoksa orası iki yabancının yaşadığı, sadece yemek, yatağın paylaşıldığı, yüzeysel hususiytler dışında hiçbir paylaşımın olmadığı bir pansiyon mu? Kadınlığın da erkekliğin de yeri, zamanı vardır. Lakin şahsiyet daimidir. -------- Eğer kendi varlığımı sevmezsem yaşamaya nasıl devam ederim ki? Bir Delinin Hatıra Defteri - Palto - Burun -------- Aldırmamalıyım ha anneciğim, bir kadının en kutsal görevi annelik ha anneciğim. Senin gibi iki çocukla, seni aldatan kocayla,bırakıp gidemeden, evinin duvarlarına yapışmış, balık gözlerinle kalmak mı annelik? Siz olmasaydınız, ben bu hayatı mı yaşardım, sizin yüzünüzden boşanamadım demek mi kutsal annelik? Bu bok dünyaya, ne olacağı belli olmayan bir yaratık peydahlayıp, durmadan onu suçlamak mı annelik? Evin dört duvarı arasına kapanıp, yemeyip yedirip, giymeyip giydirip, durmadan üzülüp, mutsuz olup, korkular, acılar içinde yaşamak mı annelik? Sen neredesin ha anneciğim, sen kimsin? Ne yaptın şimdiye dek kendin için. Umutların hani? Var mıydı ki? Kutsal annelik ha... kut... sal... an... ------- Evet, ben o çocuğu istemiştim çünkü öyle gerekiyor sanıyordum, bize öyle öğretmişlerdi.... Evleneceksin, hemen bir çocuğun olacak, yuvan, ailen olacak, mutlu kadın olacaksın... Mutlu kadın gibi yapacaksın. Evlenir evlenmez, o adamın ilerde bir yabancı olabileceğini bilmeden, o adamın bir gün gelip, o sevdiğin, tanıdığın adam olmayabileceğini bilemeden, bir gün ondan ayrılabileceğini düşümeden bir çocuk yapmak gerektiğini sanıyordum. ---------- “Bu mu bir yuva? Evlilik mi bir evin yuva olmasını sağlayan şey? Dört duvar arasına tıkılmış, birbirine yabancılaşmış, konuşulacak konusu kalmamış iki insanın birlikteliği mi yuva? Burası bir yuva değil, pansiyon." -------- “İsteseydin severdin, ne varmış sevilmeyecek?” “Off, beni sıkıyorsun, ömür boyu sevmedikleri insanlarla sadece evli olduklarından ve gidecek yer bulamadıkları için yaşayan kadınlardan mı olsaydım?” ------- Evli olanlar da bir kalıptan çıkmış gibi. “Evilik çok monoton bir şey, aslında gerekli ama, olmuyor işte, bir şeylerin eksikliğini duyuyor insan, zaten karımla da pek bir ilişkimiz kalmadı. Odalarımızı bile ayırdık.. Ama çocuklar... aile... toplum... Sürdürmek zorundayız işte, ne yapalım, ama ne kadar mutsuzum, bir bilsen, ne kadar mutsuzum, senin gibi anlayışlı, bağımsız, özgür bir kadına ne kadar muhtacım, karıma acıyorum ama gidecek bir yeri yok ki...” Hiçbiri de diyemiyor ki, karımı seviyorum ama seninle de birlikte olmak istiyorum. -------- Evlilik nedir, biliyor musun? Evlendiğin insanın nasıl olması gerek, biliyor musun? Evlilik bir kurallar cenderesi... Dünyada milyonlarca insan yaşıyor ve sen birini seçiyorsun. Ötekilerden yoksun kalıyorsun. Evlendiğin kişi hiçbir konuda hiçbir şeyin yoksunluğunu duyurtmamalı insana... Sen bir gün düşündün mü acaba, ben nelerden yoksunum diye? ------- Hani kendimden geçecektim, hani inleyerek tek vücut olacaktık, hani defalarca zevklerin doruğuna çıkacaktık? Allah kahretsin, bütün aşk romanlarının canı cehenneme. Gelip saçlarımı okşamaya başlıyor, gevşiyorum... Yine üstüme çıkıyor. Bu kez dur dememeye kararlıyım. Abanıyor, dayanıyor, her tarafım yanıyor, dişlerimi sıkıyorum, ama hiç, hiçbir şey hissetmiyorum. Sanırım aradan üç dakika geçti, yanımda ter içinde soluk soluğa yatıyor... "Çok güzeldi, dehşetti, ne tatlı şeymişsin sen meğer, harikaydı, sen de geldin mi, iyi miydi...” (Ne gelmesi... Nereye geldim mi? Ne yaptın ki? Canımı acıttın, biraz hareket ettin ve boşaldın... Kim, nereye geliyor...) İçimden bunlar geçerken, faltaşı gibi gözlerle suratına bakmayı sürdürüyorum... Birbirmize sarılıp, uykuya dalıyoruz... 72 ---------------- Annesinden, Urgan'a "namus"un tanımı. Kendi kafasını göstererek, “kızım” dedi, “bir kadının namusu belinden aşağısında değil, burada, kafasındadır. Farzedelim ki, parası olduğu için, bir adamla evlendin. Sen namussuz bir kadınsın bunu yaptığın için. O adama bağlı kalsan da, onu hiç aldatmasan da, gene namussuzsun. Çünkü parası yüzünden oturuyorsun o adamla. Asıl orospuluk budur. Para uğruna cinsel ilişki kurmaktır asıl orospuluk. Hiç menfaat gütmeden ve başkalarına kötülük etmeden sevgili değiştiren bir kadına, ben orospu demem, çapkın kadın derim ancak. Senin çapkın bir kadın olmanı istemem. Ama çıkarını kollayan nikâhlı bir kadın olacağına, çapkın bir kadın ol daha iyi.” Bir Dinozorun Anıları, Mina Urgan ------------------ Bir baba, çocuklar meydana getirdiği ve onları beslediği zaman işinin ancak üçte birini yapmış demektir. Baba önce çocuğunu insanca yetiştirmek, sonra onu sosyalleştirerek topluma kazandırmak zorundadır. Bu görevlerini yerine getirmeyen bir baba suçludur; hatta böyle birinin baba olmaya hakkı yoktur. Emile, Jean-Jacques Rousseau ------ Hiçbir okulda nasıl ana, nasıl baba, nasıl koca olunur, yaşam yönetimi nedir, insan ilişkileri ne zaman sağlıklı olur öğretilmiyor, ayrıca bunların konuşulduğu yok.. Damdan Düşen Psikolog, Doğan Cüceloğlu 369 -------- Yoksa, eski zaman geleneği ile kızla erkeğin birbirini görmeden evlenmesi mi daha iyi? Birbirlerini sevip sevmediklerini, sevebilip sevemeyeceklerini bilmeden, anlamadan rastgele evleniyor, sonra da ömürlerinin sonuna kadar çekiyorlardı. Böyle evlenmelerin beğenilecek tarafı mı var? Kröyçer Sonat, Lev Nikolayeviç Tolstoy ---------- Birbirini sevmeyen insanları evlendirip sonra da geçinemeyişlerine şaşıyorlar. Sahibinin keyfine göre çiftleşmek ancak hayvanlarda olur. İnsanların ise kendilerine göre arzuları, sevgileri vardır. ------ "Diyorum ki : Anne ve babalara bir çocuğu yetiştirirken sevginin, saygının, şefkatin ne kadar önemli olduğunu; sevgisiz büyüyen her çocuğun ailesi ve toplum için ne kadar tehlikeli olabileceğini çocuk sahibi olmadan önce anlatsaydık, aileler daha bilinçli çocuk yetiştirmeye çalışmaz mıydı?" Susma! Konuş Çocuk, Dilek Cesur 218 -------- Sağlıklı ilişki evinin beş katı vardır: Birinci katı sevgi, şefkat ve beğeni, ikinci katı duygusal banka hesabı, üçüncü katı olumlu bakış açısı katı, dördüncü katı çatışmayla başa çıkma katı, son katı paylaşılan anlamları ve hayalleri gerçekleştirme katıdır. Son Sığınak Aile, Nevzat Tarhan 137 -------- " Arada sevgi olmayarak sırf menfaat ve servet için edilen evliliği ahlaka uygun mu kabul ediyorsunuz?" Sergüzeşt, Samipaşazade Sezai 111 ------------ İnsanların ne diyeceği kimin umurunda? Hayat seçimlerimizi başkalarının yönlendirmesine izin veremeyeceğimiz kadar kısa.. Son Çarem, Sabrina Jeffries 165 --------- Oysa aile, insanların giderek yalnızlığa itildiği bir dünyada kişilerin şöyle veya böyle oldukları, şunu veya bunu yaptıkları için değil, yalnızca kendileri oldukları için sevildikleri neredeyse yegane kurum olarak karşımıza çıkmaktadır. Olmak Cesareti, Kemal Sayar 237 --------- Karı-kocalar bile böyle değil mi? Ortak neleri var? Haftanın belli günleri et ete sürtünmekten başka? Gene de dayanıyorlar. Çünkü birlikte yaşama zorunluluğuna inanmışlar. İşte benim onlardan ayrıldığım buna inanmamam. Gücün dayanmaktansa yalnızlığıma kaçarım. Bana tek insan yeter. Sevişen iki kişinin kurduğu toplum. Toplumsal yaratıklar olduğumuza göre, insan toplumlarının en iyisi bu daracık, sorunsuz, iki kişilik toplumlar değil mi? Aylak Adam, Yusuf Atılgan ------- Sevgi üzerine kafa yormaya çalışıyordum. İnsan sevgisinin içgüdüsel değil, fakat bilinçli bir eylem olduğu üzerine düşünceler geliştirmek istiyordum. Ve insan sevgisinin belki de bu yanıyla hayvana mahsus sevgiden ayrıldığını fark etmeye hazırlanıyordum. Çünkü hayvanın sevgisi bütünüyle içgüdü ile mukayyetken insan sevgisi bilinçli bir işlem olarak ortaya çıkıyordu. Acemi Yolcu, Rasim Özdenören ------- Sana daha önce hiç sormamıştım. "kızın için gerçekten ne istiyorsun?" Onun bir erkekle sevgi dolu bir ilişkisi ve sevgi dolu bir ailesi olmasını istiyorum. "Ama babası bir tecavüz dünyasını savunurken bu nasıl olabilir?" Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri, Irvin D. Yalom ----------- İnsanlar birbirinin maddi yardımlarına ve paralarına değil, sevgilerine ve alakalarına muhtaçtırlar. Bu olmadıktan sonra, aile sahibi olmanın hakiki ismi, "birtakım yabancılar beslemek" ti. Bunun bir an evvel sona ermesini ve onların bana hiçbir suretle muhtaç olmayacakları anı özlüyordum. Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali --------- Neden dost olmadan, erkek-kadın, karı-koca olmaya çabalıyoruz? Yirmi yaşlarının başındaki insanlar böyle mi olmalı? Sevişmek için, ilkin nikâh imzası mı atılmalı? Ya da yalnız kalıp, yıllar yılı erkek-kadın özlemiyle kendi kendilerine mi boşalmalılar? Erkekler, kadın resimlerine mi bakıp heyecanlanmalılar? İlk kadını genelevde mi tanımalılar? Karı-kocalar birbirlerinin gövdelerine mal gözüyle mi bakmalı? İnsanın doğal yapısı bu davranışların tümüne aykırı. Bizim insanlarımızın insan sevmesi, insan okşaması çocukluktan engelleniyor. Saptırılıyor. Çarpıtılıyor. Çocukluğun Soğuk Geceleri 44 ------ “Sanırım aileler çocuklarına namuslu, aklı başında, bacaklarını kapalı tutmayı bilen, ahlaklı, elinden her iş gelen ya da gelmese bile başa iş açmayan, maaşlı, okumuş ya da okumasa bile görgülü, bilgili bir gelin ya da damat aramak yerine, ONLARI VAR ETMELİ.” Namus Namına Tutuklusun!, Mehmet Batak -------------- “Toplumun ahlâka aykırı saydığı kitaplar, topluma kendi ayıbını gösteren kitaplardır.” Dorian Gray'in Portresi, Oscar Wilde (insan sakladığı, bastırdığı duygunun insanıdır) ------- Gerçeklerle yüzleşme korkumuzdan, onlarla yüzleşmeyelim diye hepimiz yüzsüzleşmiyor muyduk zaten. ------------ Günümüz evliliklerinin ilişkilerinin neredeyse hepsi sahte yüzeysel yarım yamalak kalitesiz duygu var düşünce yok , düşünce var duygu yok, ciddiyet , süreklilik , iletişim yok. Neredeyse hepsi kendine yetemeyen, ve çoğusu hormonal meyil ile beraber olan, diğer kısmı yalnızlık, merak ile birbirini sevdiğini sanan, Evlendikten sonra cinsellik dışı hiçbir paylaşımı duygudaşlığı müşterek hayatı olmayan birbirinin sadece maddi özelliklerini bilen iki pansiyon arkadaşı, aralarındaki tek bağ bir kağıt parçası Peki çocuklar, sevgisiz ilgisiz , aile olmayı bilmeyen öğrenemeyecek olan masumlar Böyle iki yabancı insan, aralarında hiçbir gerçek bağlılık, sevgi, sadakat olmayan insan aldatır d,a söver de, her şeyi de yapar. Şimdilik bu kadarı kafi. Alıntılarla destekledim çünkü kitap esasen tüm bunlara temas ediyor. Kavramak, anlamak için bunları buraya koydum. Kadın-erkek hiçbir baskı, zorlama altında kalmaksızın, iyice düşünerek, kendi hür akıllı tercihiyle kendi hayatını, seçebilmeli ve ondan sonrası kendi sorumluluğundadır. Neyi, kimi, hangi hayatı seçiyorsunuz, iyice belleyin. Başkalarından akıl, nasihat, tecrübe dinleyin lakin şunu unutmayın; bu hayatı siz yaşayacaksınız.
Kadının Adı Yok
Kadının Adı YokDuygu Asena · Doğan Kitap · 20136,4bin okunma
··
571 görüntüleme
Büşra Çin okurunun profil resmi
Bir baba, çocuklar meydana getirdiği ve onları beslediği zaman işinin ancak üçte birini yapmış demektir. Baba önce çocuğunu insanca yetiştirmek, sonra onu sosyalleştirerek topluma kazandırmak zorundadır. Bu görevlerini yerine getirmeyen bir baba suçludur; hatta böyle birinin baba olmaya hakkı yoktur. Emile, Jean-Jacques Rousseau şunu kendi hesabımda paylaşmak için sizden destur isterim 🤗
kitap editörüyüm okurunun profil resmi
Estağfurullah istifade için tabi ki paylaşalım memnun oluruz
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.