Yaşamın içinden saflığını koruyan kahramanları Gorki'nin çok iyi anlattığı malum... Konovalov da onlardan birisi... Kimi zaman hayatın tam içinde merkezinde olmanıza rağmen bulunduğunuz konumu anlamlandıramadığınız anlar vakidir. Konovalov'u çıkmaza düşüren ise; hayatı ve varoluşu sorgulaması, hayatta kendisini koyacağı yeri bir türlü bulamaması. Yazarın toplumsal, karakterin ise bireysel kaygılarının kesişim alanları her ne kadar yüzeye çıkarılmak istense de Konovalov'un kaygılı düzlemde ilerleyen öyküsünün dar kalıpların içinde kaldığı görülüyor. Tabii bu zaruret hali okur-yazar olmayan karakterin felsefik argümanlar üretmesine mani olmuyor. Yeri geldiğinde Konovalov'un yaşama karşı söyledikleri kulaklara küpe olacak şekilde bir hal alıyor. Özellikle Konovalov'un özeleştiri kalıplarını kıran engin hayat algısı; varolmanın derin kaygısını yaşayan insani hezeyanı çok iyi yansıtıyor. Sonuçta hayat Konovalov'un penceresinden pek iyi görülmüyor. Misal şehir hayatına getirdiği o derin eleştiriye katılmamak mümkün değil. Çünkü şehirlerden kaçan doğaya sığınan insanlar gün geçtikçe artıyor. Konovalov hayattan, insanlardan, düzenden kaçarken yer yer isyana öykünüyor. Toplumdan beklentisi kalmayan karakter bireyselliği ile hayat bulmaya çalışırken topluma tavrıyla tepkisini koyuyor. Gorki Konovalov'la toplumsal mesajları bireysel argümanlarla veriyor.