Usta yazardan yine insan doğasını ustaca kaleme aldığı bir kitap daha. Tolstoy'a olan hayranlığım daha ortaokuldayken okuduğum İnsan Ne İle Yaşar kitabıyla başlamıştır.
Aslında kitap oldukça basit, ama insanın anlamadığı, yapısına ters geldiği bir gerçeği konu alıyor. Tolstoy bize "Her günü yarın ölecekmiş gibi yaşa" demeye çalışıyor. Peki bu kadar basit bir şeyi insanoğlu neden anlamaz, neden yapısına ters düşer? İşte kitabın sonlarına doğru ben bu soruların cevabını düşündüm. İvan İlyiç hiç hasta olmasaydı, yataklara düşüp ölümle burun buruna gelmeseydi, yakınıp durduğu "bunca yaşadıklarım, bunca sahip olduklarım, yaptığım seçimler yanlış mıydı? Boşuna mıydı?" gibi soruları asla sormayacaktı kendine. Yine hayatını sadece çok önem verdiği işine, mevkisine adamayacak, az kazanacak ama mutlu bir evlilik yapacaktı belkide.
İnsan nasıl ki elindekinin değerini kaybetmeden anlamıyorsa, ölümle burun buruna gelmeden de yaşamın, hayatın değerini anlamıyordu. Çünkü insan doğası bencildir. Asla elinde olanla yetinmez. Bukalemun gibi renk değiştirir.
Kitap size bunları düşündürecek, hatta belki de kendinizi kötü hissedeceksiniz. Ama ölümün orada bir yerde sizi beklediği gerçeğini değiştiremeyecek ve yine her gün bu gerçeği unutarak yaşayacaksınız :)