Philippa Gregory’ nin kitaplarını okumak tarihi derinlemesine yaşamak gibi aslında. Özellikle konu edindiği İngiltere tarihi anlatım tarzıyla ilgi çekici oluyor ve bir sürü Elizabethler, Henryler, Edwardlar havada uçuşsa bile isimler bile karışmıyor bir süre sonra. Çünkü siz tarihin entrika dolu, her an değişen dengeleri arasında kendinizi kaptırmış bir şekilde, karakterlerin yerine kendinizi koyuyorsunuz. York ve Lancasterlar... III. Edward’ın soyundan gelen bu iki aile aslında kuzenler ama bu durum tahtta hak iddia etmelerine engel değil. Kuzenler Savaşı olarak da adlandırılan bu iki ailenin taht mücadelesinde bolca savaş,gizli anlaşmalar, taraf değiştirenler, evlilikler var ve kimsenin yeri sağlam değil. Serinin ilk kitabı Beyaz Kraliçe kitabı York’lu bir adamın dul eşi ve iki erkek çocuğa sahip Elizabeth Woodville ’ın ağzından okuyucuya aktarılıyor. Lancaster’lı Kral IV. Edward’ı bir gün yol kenarından geçerken annesinin de büyüleri yardımıyla kendine aşık edip sadece annesinin dahil olduğu bir törenle evlenen Elizabeth her ne kadar evlilikleri onay görmese de kraliçe olarak yer edinmeyi başarmış, güzelliği,hırsı ve doğurganlığıyla herkesin hayran olduğu bir kadın haline gelmiştir. Sürekli değişen dengeler arasında Elizabeth kadınların istemediği evlilikler yapan ve sadece erkek doğurması istenen varlıklar olduğu bir zamanda gücüyle düştüğü yerden tekrar sağlam bir şekilde kalkması ve yılmamasıyla aslında kadınların ne kadar güçlü olduğunu da gösteriyor. Melusina’nın soyundan gelen bu kadın nehrin ona fısıldadıklarıyla ve yaptığı büyülerle daha güçlü. Aslında erkekler hep ön plandaymış her şeyi yönetenlermiş gibi görünse de arka planda kalan gizli kahramanlar tarih boyunca hep vardı hep de var olacak gibi.

Beyaz KraliçePhilippa Gregory · Artemis Yayınları · 2010719 okunma

·

252 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.