Gönderi

Sözler
Sözlerin öne geçtiğini hissetmiştim bir an için. Kurnaz, canlı sözlerin, biçim değiştirip durduklarını, beni ele geçirdiklerini. Esiri olduğumu, sözlerin. Beni düşünmüyorlardı hiç. Kendi hallerinde dökülüyorlardı ağzımdan, tutsaktılar sanki. Tutsaktılar, zayıfladığım bir vakti bekliyorlardı. Karanlıktı bulundukları yer, bu yüzden, cesaretin ne olduğuna da bilmiyorlardı. Cesaretin ne kadarının insana her zaman gerektiğini de. Işığı görünce bırakıvermişlerdi kendilerini, düşünmüyorlardı gerisini. Ben de nasıl şaşkındım ama. Gerçi biliyorum, sözlerin sarf edilmesinden başka bir şey olmadığını, hayatın. Ama bu kez galiba onlardı, beni sarf eden. Durup dururken. Ne istediğimi anlatıyorlardı bana. Dahası, duymuyorlardı bile beni. Nasıl duyacaklardı. Söz, bencildir. Duyma yetisi yoktur onun. İlk sözün kendisi olduğunu düşünür. Kim bilir, böyledir de. Yazık, nasıl kıvranıyordum, dilim yoktu ama. Hatta ellerimde, yüzümün gerilişinde, gözlerimdeki acemide, sarf ettiği sözlerden memnun olmayan birinin hali yoktu. Vücudum can atıyordu yani, sözlerimin emrini yerine getirmek için.
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.