Türkçe yazılmış en güçlü bir kaç felsefe kitabından biri olduğunu düşünüyorum. İsmet Özel'in diğer kitaplarını da okudum sevdim fakat tabiri caizse "olgunluk dönemi eseri" dedikleri şey bu olsa gerek.
İsmet özel'in zaten kitabı, önce küçük risaleler halinde neşretmesinin sebebi de galiba budur. Muhteşem metinlere ev sahipliği yapmaktadır. Bir kere okuyup bir kenara bırakılacak bir kitap değildir, zaman geçtikçe tekrar okunması gereken ve her okunduğunda farklı anlamlar çıkarmamıza vesile olacak bir eser.
acaba ben kendim miyim?
sanatı seçmeli miydi?
öğrenmeyi öğrenmek
gerçeğin gerçek yüzü
beklentisiz bekleyiş
nesne miyim, özne miyim, kul muyum?
Allah için sevmek nedir?
varoluş, hayranlık, aşk
insan nasıl bir ortamdır?
kimin kalp gözü açılacak?
vahim olan vuku bulmuştur
dilden ötürü insanlaşılır
gelin iman edelim
inanmak girmektir
ahiret bir düşünce değildir
kaybolan devemizin üzerinde biz vardık
müslüman ve bilgi
anladıklarımız, açıkladıklarımızdan ibaret değildir
tarihe sığmak
ne işimize yarar hakikat?
iyi olmanın yükü, kötü olmanın dehşeti
gibi türkçe yazılmış muhteşem yazılar barındırır.
İsmet Özel'i ve eserlerini yakından takip eden biri olarak şunu söyleyebilirim, belki sayfa sayısı olarak kısa gelebilir size bu kitaplar ama içine dünyaları sığdırmıştır kendisi.
Eğer ilk defa felsefe kitapları okumaya başlıyorsanız kesinlikle İsmet Özel okuyarak başlamalısınız.
----Spoiler----
Hayal kurmakla başım hiç hoş değildir. Gelecekten beklediği nelerse onları kafada keyfince şekillendirip sonra onlara uymayan durumlarla karşılaşınca hayalleri yıkılan kimselerden değilim. Güvendiğim dağlara kar falan yağmış değil. Derinden bir düşkırıklığı benimkisi. Geçen her gecenin leyle-i kadr, karşılaştığım her kişinin hızır olmadığını anladığım zaman kırılıyorum. Böylece kırılan bir düş haline dönüştüğümü görüyorum. Evet, bizzat kendim bir düşkırıklığıyım, kırık bir rüyayım ben. Ve hepimiz öyleyiz.