Gönderi

"Daima seveceğini iddia etmek ama aslında yalnızca bir an sevebilmek" der Clement Rosset "aşkın özüdür." Demek ki aldatıcı ve geçici olmak aşkın (her koşulda şu aşkın: tutkulu aşkın) özüdür. Hakikat bile bunu mahkum ediyor. Bu aşkı yüceltenler bu nedenle hakikati mahkum etmek isterler. Birçoğu düşünya da yanılsamayı tercih etmekle övünür ama bu genellikle ne onları ne de aşkı kurtarmaya yeter. Gerçeğe haksızlık etmek isterler sonra gerçek onları yakalar ve onlara haksızlık eder. Tutkuyu kurtarmak, onu sürdürmek, sürmesini sağlamak isterler... Bunu nasıl yapabilirler ki? Çünkü tutku onların elinde olan bir şey değildir, çünkü süre tutkuyu -mutlu olduğunda- öldürür, çünkü sürdürme fikri bile tutkunun tersidir. Her eksiklik eğer öldürmezse yatışır: çünkü eksiklik tatmin edilir, çünkü eksikliğe alışılır, çünkü unutulur... Eğer aşk eksiklikse, (yaşam içinde) yenilgiye mahkumdur ya da ancak ölüm içinde başarılı olabilir.
Sayfa 321Kitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.