"Sevgili küçük Kırlangıç.." dedi prens. "Sen bana inanılmaz şeyler anlatıyorsun ama dünyanın en inanılmaz şeyi insanların acı çekmesidir. Sefillik kadar büyük bir gizem olamaz. Haydi, kendimin üzerinde uç da gördüklerini bana anlat, küçük Kırlangıç." Kırlangıç, o koca kentin üzerine dolandı, dolandı. Kapılarında dilenciler otururken zenginlerin o güzel evlerinde vur patlatsın çal oynasın eğlendiklerini gördü. Karanlık sokaklara sapınca açlık çeken çocukların donuk donuk bakan gözlerini soluk yüzlerini gördü. Bir köprünün kemeri altındaki iki çocuk ısınmak için birbirine sarılmış yatıyorlardı. "Nasılda açız!" diyorlardı. Bir bekçi bağırdı : "Burada yatamazsınız!" Çocuklar dışarı, yağmurun altına çıktılar.