"28 şubat sürecinin iliklerine kadar işleyen insanların mağduriyetlerini anlatıyor kitap. Okurken dar sokaklar, soğuk ve inceden inen kar taneleri canlandı gözlerimde hep . Belkide o insanların hayatları o soğuk kış günlerinden bile daha sert daha acımasız geçti.. 'insan insanın kurdudur' ya . Ağızdan çıkan tek bir cümle ideolojileri hortlatabilir ve bir çok insanı bu kargaşaya heba edilebilirdi. Nitekim tarih bu örneklerle doludur. Bu kitapta o örneklerden biridir...
Kitabın karakteri olan ;Süreyya, Seheryusuf'a , Mahidevran'a , Belkıs 'a , Gülistan'a hatta Lamia Hanımı bile okurken , içim geçti. Bunlar birer; vefanın, tevazunun ,bilgeligin abidesiydiler. Okurken hayır bu geçmiş Türkiye olamaz. Bu olsa olsa Mısır olur, israil olur. Hani olur ya hep çığlık atan , mazlum olan müslümanlar, öte yandan dünyayı kendi emellerine göre düzenlemeye çalışan,zulüm ve işkence ile ön salmış zalimler. Türkiye bunlardan biri olmazdı...
Ama olmuştu.
Itiraf etmeliyim ki yazar Sibel Hanımın hikayesi mi acaba diye içimden defalarca gecmedi degil. Belli ki çok sevmiş ve çok acı çekmiş bu anıların sahibi.. ki kitap olacak kadar..