Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Belirsizlikler, Metaforlar, Tamamlanmayan Olaylar... İşte Kafka!
Yahu birileri tutuklanıyor, bir yerlere götürülüyorlar, ama özgür gibiler de, rahatça dolaşıyorlar, ama aslında rahat değiller, olaylar birleşmiyor, karakterlere ne oldu gibi gibi düşünceler, sorular aklımı kurcalıyordu. Sonra, Kafka okuyorsun, kendine gel, dedim kendime içten içe. Niye her şey açıklanmış olsun ki, niye her şey gün gibi açık bir şekilde önümüzde dursun ki? Yaşam böyle mi, yaşamda eksik parçalar ve anlamsız noktalar yok mu? Kafka’nın Dava’sındaki gizemli kalan olaylar neden beni rahatsız etsin ki? Ardından, bu düşüncelerin getirdiği bir iç rahatlamasıyla birlikte kitabın metafor üstüne metafordan oluştuğunu fark etmem pek uzun zaman almadı. Son sayfalara geldikçe heyecanım arttı ve adeta “donmuş denizi kırabilecek bir balyoz” etkisi yarattı. Görünürde hukuk sistemi eleştirisi, ama aslında sadece bununla da sınırlı kalmıyor, hukuk sistemine sıkıştırdığı eleştirileri daha da büyük bir eleştiriye yol açıyor. Bu eleştiriden nasiplenenler arasında belki din, belki de siyasî rejimler yer alıyor, bilinmez. Bu sonuca ulaşmam, kitabın benim için en vurucu olan ve metaforları en yoğun bir şekilde bünyesinde toplamayı başarabilen bir alıntı oldu: “Mahkeme senden hiçbir şey istemiyor. Gelirsen, seni kabul eder; gitmek istersen, gitmene karışmaz.” (sf.209) Bu alıntıyı iki kelimeyle özetlemek istiyorum: Gönüllü kölelik. Kimse bizi çağırmıyor, hadi gel, bize katıl, katıldıktan sonra kaçma şansın yok, demiyor. Biz gidiyoruz aslında, bile bile, her şeyin farkında olmamıza rağmen uyutuluyoruz. Ağzımız açık bir robot gibi hareket ediyoruz. En basit örnekle, popüler ticarî siteler indirim üstüne indirim yaptığını söylüyor, buyurun efendim, alabilirsiniz, her şey sizin kararınız ve biz de koşa koşa bu oltanın ucuna takılıyoruz. Eh, bu durumda mahkeme yerine neyi koyarsanız koyun, örnekleri de kendiniz büyütebilirsiniz. Reklam arası! Ufak bir uyarı: Buradan sonrası yukarıdaki anlattıklarımla bağlantılı olsa da hafif denilebilecek ve kat kat artacak spoiler anlatımı içerebilir, lütfen dikkat! Oltanın ucuna takılan masum balıklarız demiştim. Dava’nın karakteri olan K.’nın kendi isteğiyle mi takıldığını bilmiyoruz, fakat bundan kurtulmak istiyor. Yaşamının sonuna geldiğini anladığı vakit bütün gücüyle mücadele etmek istiyor, ama bunun anlamsız olduğunu düşünüyor ve vazgeçiyor. Gönüllü bağlılık! Bağlandığımız şeylerden vazgeçmek ne kadar zor, değil mi? Neye veya nelere bağlandığımıza dikkat edelim efendim! Sonrasında ne mi oluyor? Kurtuluş ümidi gözüküyor, evet, K.’ya kurtuluşun elleri uzanıyor, bu ümide inanıyor, kurtulabileceğini düşünüyor, neredeyse yüzünde bir tebessüm beliriyor. Tam bu anda, onun düzene bağlı kılan sistemin askerleri kalbinin en derinine bıçağı saplayıp K.’mızı öldürüyorlar, “Bir köpek gibi!” (sf. 216) Keyifli okumalar :)
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153,6bin okunma
·
89 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.