Yayınevine karşı beslenen hüsn-i zan sonucu iyi çıkacağı umut edilerek alınmış olan ve yıllarca rafta okunmayı bekleyen bir kitap idi benim için..
Artık okusan iyi olur deyip kapağı açtığımda, yazarın Muzaffer Ozak Hocaefendiye intisab eden biri olduğunu ve kitabın, Muzaffer efendinin 80 li yıllarda yurt dışına gerçekleştirmiş olduğu ziyaretlerindeki sohbetlerinden derlendiğini öğrendim..
Tasavvuf, iman, kendini bilmek, teslimiyet, sabır gibi ana başlıklar altında nefsi eğitmekten bahsedilmiş ve konu örgüsü içerisinde mutlaka bir veya birden fazla hikaye anlatılmıştır.
Bu hikayelerin büyük çoğunluğu menkıbe tarzında olup gerçekleşmesi ve kabul edilmesinin mümkün olmadığı kabulü ile birlikte, bu kısma takılmayıp verilmeye çalışılan mesaja konsantre olunarak okunabilecek bir eser olduğu kanaati hasıl olmuştur..