Bir edebiyat eseri okurken bana en çok zevk veren şeylerden biri dilinin pürüzsüz olmasıdır. Bu bahsettiğim pürüzsüzlük maalesef çeviri kitaplarda yakalanamıyor. O yüzden bu zevki en iyi kendi edebiyat eserlerimizi okurken alıyorum. Berna Moran, bu eleştiri yazısında dili tam olarak bu pürüzsüzlükte kullanmış. Oldukça akıcı ve yalın bir dille edebiyatımıza damgasını vurmuş eserleri dikkatlice açıklamış ve eleştirmiş. Eleştiri kısmı kanımca pasif kalmış olsa da, Türk romanına ve romancılığına farklı bir gözle bakmamı sağladı.
Berna Moran bu kitabında yazar ekseninde değil, eserler ekseninde durmuş. Tanzimat döneminden cumhuriyet dönemine kadar edebiyatımızı şekillendirmiş eserleri incelemiş.
Ama şunu da söylemeliyim ki yazar daha çok Doğu- Batı sorunu üzerinde duran eserleri incelemiş. Felatun bey ile Rakım efendi, Yaban ve Biz İnsanlar gibi ana konusunu bu çatışmadan alan eserler daha yoğunlukta. Berna Moranın eserleri tarafsız bir şekilde incelemesi ise kitabı daha sağlam ve güvenilir bir kaynak haline getirmiş kanımca.
Türk romanının kuramsal boyutunu daha iyi kavrayabilmek için oldukça önemli bir eser. Kesinlikle tavsiye ederim.