Ya biyografi kitapları okumadığımdan ya da bu işi yapanların sadece tanıtımdan öteye gidemediğini düşündüğümden dolayı bu tarz kitapları sevemiyorum. Açıkçası bir insanın yaşamından çok eserleri ve niteliğini dikkate almayı yeğliyorum. ( İstisnalar kaideyi bozmaz) bu işi layıkıyla yapan ve sonuna kadar övgüleri hak eden bir yazar olarak Stefan Zweig'i tek geçerim diyebilirim. Jung ise otobiyografi ile sadece yaşamını anlatmamış. Birçok yönden uğraş alanını ve kaynaklarını da belirtmiş. Ailesinin tüm fertleri kiliseye bağlı papazlar, rahipler sınıfından oluşan Jung, henüz küçük yaşta kendisine aktarılan Tanrı ve İsa figürlerini sorgulamaya başlar. Ona anlatılan Tanrı da İsa da bahsedildiği gibi çıkmayınca kendi içinde kişilik bölünmesi de yaşayarak tüm çocukluğunu sorgulamalarıyla geçirir. Freud ile olan yakınlaşması, ondan ayrılma sebebi ve din ve varoluş üzerine geçirdiği çocukluk ve gençlik yıllarını psikoloji gibi bir alanda ihtisas yapmayı tercih ederek şaşırtır herkesi. Ama bu tercihindeki nedenler tam da sorguladığı şeyşerin cevaplarını aramak üzere olduğu nedenler olur. Güzel, çok güzel bir kitap ortaya çıkarır Jung.

Anılar, Düşler, DüşüncelerCarl Gustav Jung · Can Yayınları · 2013923 okunma

·

56 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

H. Ferventis