Anlamını yitirmişliğin, hiçliğin ortasında salınan bir kelime; arkadaş! Fedakarlığın, iyi niyetin, samimiyetin ortasında olması gerekirken, tüm çıkarların ve kaypaklığın kanına bulanmış birkaç harf! Bu anlattıklarımın kitap ile bir ilgisi yok tabii ki. Benim anlattıklarım günümüzde olanken kitaptaki olması gereken şekli. Önyargılardan uzak, olduğu gibi kabul eden ve koşulsuz kabulün anlamını bulduğu bir şekli... Toplumun sınırlarına karşı bile dik durabilen bir dostluk ile birine bağlanmak... Hangi arkadaşımızı gerçekten tanıyoruz? Kaç arkadaşımızın geçmişini, yaşadıklarının ona olan etkisini, tam anlamıyla biliyoruz? Kayıpları, korkuları, sevinçleri neler? Onuruna, gururuna dokunmadan sevebiliyor muyuz? Bencilliklerimiz içinden sıyrılıp gerçek bir arkadaş olabiliyor muyuz? Hayatın günlük telaşına kapılmadan bir hâl, bir hatır sormak için vakit ayırıp yüzünde minicik bir tebessüm oluşturmaya kendimizi veriyor muyuz? Herkesle arkadaş olunmaz! Biz, o herkesin dışında kalabiliyor muyuz? Bir Adrien ya da bir Mihail olabiliyor muyuz? Kitap güzel ve okunası ancak Mitra yayınevinden okumamanızı tavsiye ederim. Kitabı hiç kontrol etmeden basıma sunmuşlar gibi bir hâl; bolca basım hatası var. Şifreli bir metni çözmeye çalışmakla eşdeğer bir okuma sunuyor. Bunun dışında anlatımı beni pek sarmasa da konusu kesinlikle sardı. Okuduktan sonra yukarıdaki sorular kafanızın içinde dönüp duracak ve hatta telefona sarılıp (gerçekten gerçekleri varsa ve ihmal etmişseniz) arkadaşlarınızı arayasınız gelecek ama en önemlisi şuna cevap bulmaya çalışın; " Hayatta hangisi olarak yaşıyorum? Adrien mi, Mihail mi? Ve buna değer mi?" Keyifli okumalar...

ArkadaşPanait Istrati · Mitra Yayınları · 20131,540 okunma

·

4 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

dewymoon