Türk edebiyatında bu eser kadar hak ettiği şöhreti bulamamış bir eser daha yoktur. Tüm yönleri ile bir şaheser, üzerine laf söylenemez.
Eğer zaman makinesi olsaydı da 1850-1935 yıllarına yolculuk yapıp videoyla kayda alsaydı bu eserin yarısını bile kayedemezdi. Çünkü eşsiz üslubu, mükemmel cümleleriyle, engin kelime hazinesi ile yalnız yaşananları değil, söylenmeyen, görünmeyen, bilinmeyenlerini de sunuyor. Belki de konak ile devleti benzeterek devletin verdiği son nefesleri okuruna sunuyor. Osmanlı'nın son dönemlerini bir konaktan öğrenmek isteyen, bir devletin ve bir çağın kapanışına şahit olmak isteyenlere şiddetle tavsiye ediyorum.