Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

-SON-
Birey, mevcut sürece karşı koymada güçsüz müdür? Kanımca bu sorunun yanıtı, “hayır”dır. Fakat gösterilecek tüm dirençle birlikte ödenmesi gereken bir bedel vardır. Özellikle direnç, ebeveynliğin Amerikan kültürüne karşı bir isyan hareketi olarak kavranmasını gerektirir. Örneğin sadece evli kalmaları bile kendi içinde, sürekliliğin çok az değerli olduğu bir el ilanı kültürünün ruhuna karşı bir itaatsizlik eylemi ve aşağılamasıdır. Çocuklar günlük olarak akrabalığın anlamını ve büyüklere hürmet ve sorumluluk duyma değerini yaşayabilsinler diye insanın geniş aileye çok yakınlık içinde kalan, en azından % 90 gayri-Amerikalıdır. Benzer bir şekilde, kişinin çocuklarının hazzı erteleme disiplinini, cinselliklerindeki ılımlılığı, ya da görgü kurallarında, dilde ve üslupta kendini sınırlamayı öğrenmeleri konusunda ısrarcı olmalı, kişinin kendisini hemen her sosyal eğilime muhalif bir konum içine yerleştirmesi demektir. Hatta kişinin çocuklarının okuryazar olmaları için sıkı çalışmalarını sağlamak, boşa zaman kaybı ve masraftır. Fakat tüm bunların içinde en asilik, insanın medyanın çocuklarına erişmesini önlemeye çalışmasıdır. Gerçekte bunu yapmanın iki yolu vardır. İlki, çocukların medya karşısında maruz kaldıkları teşhir miktarım sınırlamaktır. İkincisi, çocuklara neyin gösterildiğini dikkatlice gözlemek ve onlar için medyada sunulan programların tema ve değerlerinin sürekli bir akılcı eleştirisini yapmaktır. Her ikisinin yapılması oldukça güçtür ve çoğu ailenin çocuk yetiştirmeye hazır olmadıkları dikkat çekicidir. Gene de içinde yaşadıkları kültürün direktiflerine etkili biçimde karşı koyan ve tüm bu şeyleri yapmak için çabalayan aileler vardır. Bu tür aileler, sadece çocuklarına çocukluklarını “yaşamaları” için yardım etmekle kalmazlar, fakat aynı zamanda bir entelektüel seçkin türü yaratırlar. Özellikle kısa vadede, bu türden ailelerin evlerinde büyüyen çocuklar, yetişkinler gibi iş, meslek ve medya tarafındanonaylanacaktır. Uzun vadede ne diyebiliriz? Sadece şunu diyebiliriz: Yaş ruhuna karşı çıkan aileler, Manastır işi denilen şeye katkıda bulunacaklardır, çünkü insani bir geleneği canlı tutmaya yardım edeceklerdir. Kültürümüzün çocuklara ihtiyaç duyduğunu unutmak anlaşılır bir şey değildir. Fakat çocukların çocukluğa gereksinimi olduğunu unutmaya yönelik olan yolun daha yarısındayız. Anımsatmada ısrarlı olanlar, soylu bir görevi yerine getireceklerdir.
Sayfa 188Kitabı okudu
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.