Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

92 syf.
10/10 puan verdi
Neval El-Seddavi bu eseri 1957 yılında yazmış yani 26 yaşındayken.. Kitap ilk kez tefrika edildiği vakit sansür yetkilisinin isteği üzerine bazı bölümleri makaslanarak yayınlatıldı. Neval El-Seddavi el yazması olan orijinal metni de kaybettiği için bu kitap tam metin halinde hiçbir zaman basılamadı. 1957 yılında Arap dünyasında geniş yankı uyandıran bu kitabı eleştirmenler "Kadınların çifte (hem genel anlamda toplumsal boyuttaki, hem de özel anlamda evlilik kurumunun içindeki baskıyla) sömürüsünü ortaya koyan, devrimci bir feminist roman olarak değerlendirdiler." Bu kitabın manifestosu da yukarıdaki bu iki cümledir. Amerikalı Sosyalist yazar Sharon Smith Kadınlar ve Sosyalizm adlı eserinde: "Mısırlı feminist Nawal el Saadawi, Kadınlara dönük en kısıtlayıcı unsurların ilk örnekleri Musevilerin Eski Ahitinde, ardından Hristiyanlıkta, sonra da Kuran'da görülmektedir" diye iddia etmektedir." der. El Seddavi işte bu eserinde İslam'ın gelenekselliği içinde kadının konumunu mükemmel bir şekilde ele alıyor. Kendi kimliğinin farkına varana kadar bir kadının ataerkil düzenin pençesinde nasıl kıvranıyor olduğunu anlatırken. Bilinçlenen kadının da toplum tarafından nasıl yadırgandığını da ifade ediyor. "Toplum beni bıçak gibi keskin bakışlarıyla adeta kazığa oturtuyor ve ısıran bakışları yüzümde kamçı gibi şaklıyordu." Neval El Seddavi Tıp eğitimi görmüş olan bir kadındır. Ama biraz daha geriye gidersek İngiltere'nin Mısır'ı işgali sonrasında kadınlar bir sürü haktan mahrum bırakılmıştı. Sınırlanan hakların başını eğitim hakkı çekiyordu. Öncesinde tıp eğitimi alabilen Mısırlı kadınlar artık sadece ebelik ile yetinecekti. İşgal döneminin başkonsolosu Lord Cromer şu rezil açıklamayı yapmayı kendine hak görüyordu: "İstisnai durumlarda kadınların kadın doktorlar tarafından muayene edilmek istediğinin farkındayım ancak uygar dünyada bu işi erkeklerin yapması hâlâ geçerli olan kuraldır." Mısır devletinin sömürge haline gelmesine katkıda bulunan Cromer üretim faaliyetlerini arttırırken toplumsal denetimin de İngiltere'nin tek eline geçmesi adına uğraş veren bir isim olmuştur. Batının çağdaşlığından faydalanamayan bir tek kadınlardı. Dini kurallarla örtülü bir yönetim mekanizması erkek egemenliğini pekiştiriyor kadınlar da mekanizmanın dişlileri altında eziliyordu. Mısır işgaline yakın bir tarihte kitap yayınlayan August Bebel su ifadeleri kullanmaktadır: "Ahlaklılığı, dinselligi, uygarlığı ve kültürüyle övünen toplumumuz, ahlâksızlığın ve kokuşmuşluğun, bedenini sinsi bir zehir gibi kemirmesine göz yummak zorundadır." Neval El Seddavi bu öncü Feminist manifestosunda her ne kadar kendi hayatından ve yaşadığı Mısır'dan yola çıkarak eserini oluşturmuşsa da aslında bu eser evrensel bir sürü mesajı içermektedir. 1970'li yıllarda feminist kuramcılar kadının ev içi emeğini (görünmeyen emek) kendi aralarında tartışırlarken: #76224703 1959'da Neval El Seddavi ise; #97967520 "Toplum (kadınları ensesinden yakalayıp mutfağa, manastıra, mezara ya da batakhaneye tıkan o korkunç canavar)..." Neval El Seddavi'nin 26 yaşında yüksek bir bilince erişmesini sağlayan durum çocukluk yıllarında annesi, ailesi ve çevresi tarafından ezilmesidir. Bir kız çocuğuna küçüklüğünden beri cinsiyet rolleri dayatılır ve erkek çocuktan daha alt bir konumda olduğu ona hissettirilirse o kız çocuğu hapsolmuş olduğu kadın bedeninden nefret eder. #97966620 Bu nefret öfkeye evrilecek ve dayatılan her toplumsal kalıba karşıt güçlü bir kadını yaratması ile son bulacaktır. Çünkü nefret etmesi gereken kadın olma durumu değil kadınlığı belirli sıfatlara, kalıplara indirgeyen düzendir ve bunu büyüdükçe, düşündükçe daha iyi anlayacaktı.. Neval El Seddavi'nin vurgu yaptığı önemli bir konu ise bilime güvenmemiz gerektiğidir. #98085207 Bilime güvenen bir kadın, erkek otoritesinin erkeğin yüceliğinden kaynaklanmadığını aslında bu durumun ona altın tepside sunulan bir üstünlük olduğunu daha kolay bir şekilde idrak eder. #98084365 Erkeğin kadını mülkiyeti altına alma durumunu da işleyen El Seddavi'nin bu alıntısını iki farklı kitaptan birer alıntı ile destekleyerek olayı biraz daha anlaşılır kılmak istiyorum: #98093526 #80845988 92 sayfalık kısa bir eser olmasına rağmen değindiği birçok toplumsal konu mevcut. Bu konuda da benim yazdıkça yazasım geliyor. Ama artık çok uzatmama kararı almıştım. Neval El Seddavi'nin kadın hareketinde öncü bir isim olmasının altında yatan nedenleri bu kitapta kolayca bulabilirsiniz. Neval El Seddavi ataerkil düzende sömürülen her iki cinse yönelik mükemmel bir eser kaleme almış. Hem kadının toplum tarafından servis edildiği kadar "alt" bir cins olmadığını hem de erkeğin sanıldığı kadar "yüce", "güçlü" bir cins olmadığını ifade etmektedir. Okumanızı tavsiye ederim.
Kahire Saçlarımı Geri Ver
Kahire Saçlarımı Geri VerNevâl El-Seddavi · Everest Yayınları · 2001309 okunma
··
276 görüntüleme
Günay okurunun profil resmi
Bu kitaptan sonra bir de
Kadının Adı Yok
Kadının Adı Yok
kitabını okumanızı öneririm size 🙂
Adem okurunun profil resmi
Teşekkür ederim öneri için. Listeme ekliyorum. :)
1 sonraki yanıtı göster
Neşe okurunun profil resmi
Haklar anlamında “kadın” ve “erkek” ayrımı yerine, “insan” konulu kitapların yazılacağı günler gelse artık. Elbette bu, dilemekle olacak şey değil. Bu yolda yaptığın bilinçlendirme çabaların gerçekten takdire değer. Bıkmadan devam ediyorsun. Emeklerin için teşekkürler sana Adem. Eline, yüreğine sağlık.
Adem okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Hocam. Umarım ayrımsız günleri de görür ve o günler için de yazılar yazarız..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.