Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

192 syf.
·
Puan vermedi
Mesnevide şöyle hikaye edilir: Bir sabah şeytan Muaviyeyi sabah namazına kaldırır. Evet, şeytan Muaviyeyi sabah namazına kaldırır! Aralarında bir tartışma başlar. Şeytan neden kendisini namaza kaldırmıştır? Tartışma öylesine uzar ki, şeytan emeline ulaşır. Namazın vakti geçer. Yasin 60: Ey ademoğulları! Ben, size "Şeytana kulluk etmeyin, o sizin için apaçık düşmandır, diye uyarıda bulunmadım mı?" Şeytan gerçekten insanı çok iyi tanır. Düşman, düşmanını tanımak gerek! Ermiş Antonious da şeytanla böyle bir musahebe ve mücadelenin içine girer. Kitap dokusu itibariyle bana Âmak-ı Hayal'i hatırlattı. Birçok put, kendinin tanrı olduğunu sanan, tanrı yerine konan isim zikredilir. Bunlar kendi aralarında konuşurlar. Ermiş Antonius ile şeytanın isteği üzere konuşur. İmanı üzerine baskı kurar. Enbiya 98,99: Şüphe yok ki siz ve Allah’tan başka taptığınız tanrılar cehennem yakıtısınız, hepiniz oraya gideceksiniz. Onlar tanrı olsalardı cehenneme gitmezlerdi. Oysa hepsi orada ebedî kalacaklardır. Beni çok eğlendiren bir pasaj alıyorum buraya: "Şeytan Hıristiyan etmişe sorar: Tanrı oğlu olduğu halde Kutsal Ruh’u ne diye aldı? Vaftiz edilmeye ne ihtiyacı vardı, Tanrı Sözü’nün ta kendisi ise? Şeytan nasıl ayartmaya kalkabilirdi onu, Tanrı’yı? Bütün bunları düşündüğün olmadı mı hiç?" Demek ki Hıristiyanlar da teslis inancını sorguluyor. Ama bunu bir iman meselesi olarak kabul ediyorlar. Bunu düşünmüş olmakla sanırım kendilerini günahkar olarak görmüşlerdir. Kitabın sonunda ne oldu? Tüm bu ayartmalara rağmen Antonious imanını sahil-i selâmete çıkarır: "Tam ortada, ve güneşin yuvarlağı içinde İsa’nın yüzü görülür. Antonius haç çıkarır ve dualarına koyulur yeniden."
Ermiş Antonius ve Şeytan
Ermiş Antonius ve ŞeytanGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019397 okunma
··
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.