Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
MUTLU KÜPELER
“Dün geçtiklerinden, yarın geçeceklerine, bugün geçeceksin. Hep geçtin, hep geçeceksin, geçiyorsun...” -Oruç Aruoba “Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır, intihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir.” demişti Albert Camus Sisifos Söyleni’ nde. İşte insan yaşamının yaşamaya değer olduğunu anlamaktan biri de mutlu olmaktan geçer. Fakat bu farklı bir mutluluk: Bizimle adım atan, bizimle düşen ve yaşadığımız her şeyin içinde olan bir mutluluk. Ayakkabı bağcığımızı bağlarken iplerin kıvrımını tıpkı dans eden iki çift gibi görmemiz, bulutlara baktığımızda çeşitli hayvan şekillerini görmemiz, pamuk şeker yerken ağzımızın kenarındaki o yapış yapışlığı hissetmemizdir mutluluk. Mersault, bir insanı öldürür fakat onu kendi mutluluğuyla yaşatır. Denizin içerisinde kollarını açıp ağırlığını verirken ve suyun ışık oyunlarını izlerken yaşatır onu. Bu mutlulukla Zagreus’un eksik olan bedenini tamamlar ve onu yeniden yaşatır. Mersault çevresiyle olduğundan bile daha mutlu olur yalnızlığıyla ve varoluşuyla. Akan damarlarını bile hisseder, ellerini fark eder ve o ellerle yaşama sıkı sıkıya tutunur. Kitabın akışındaki betimlemeler okuyucuda anlam bulacaktır diye düşünüyorum. Kimi insan sıkıcı, kimisi de doyum noktası olarak görecektir. Çünkü sonlarına doğru anladım ki bu yoğun betimlemeler aslında kitabın özünü veriyor. Hayatın akışında, kendimizden uzaklaştığımızda mutluluktan da uzaklaşıp fark edemediğimiz o ayrıntıları... Bu ayrıntıları yaşadıkça da mutlu bir ölüme daha çok yaklaşıyoruz. Mutlu anların hatırlanmasının verdiği son nefesteki tebessüme daha çok yaklaşıyoruz. Ben çocukların geçen şimdideki o anları çok iyi yakaladığını gözlemledim. Onlar anı yaşıyordu; koşarken rüzgarı hissediyor, düşüşlerine yeniden ayağa kalkarak kahkaha atmayı biliyorlardı. Staj yaparken 9-10 yaşlarında bir kız öğrencimin arka sırasında oturmuş gözlem yapıyordum. Arkasına dönüp bana dikkatlice baktı ve görünmeyeni gördü: “Öğretmenim sizin küpeleriniz ne kadar güzel! Siz küpeleri çok mu seviyorsunuz?” dedi ve ben de “Evet, severim.” dedim ve bu çocuk diğer hafta aynı staj günümde bana belki de biriktirdiği harçlığıyla küpe alıp gelmişti. Geleceğim gün onun “An”ında kalmış ve aynı gün getirmeyi akıl etmişti. Çünkü o an içerisinde bana bir şey getirebilecek olmanın mutluluğu ve tutkusu vardı. Sonradan aldığım hiçbir küpe, o küçük kızdan aldığım küpelerin tadını veremedi.
Mutlu Ölüm
Mutlu ÖlümAlbert Camus · Can Yayınları · 20164,803 okunma
··
113 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.