Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

508 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Ve Ayak Sesleri Sonsuza Dek Kesilir
"Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu.” diye başlıyor yazar romanına. Ve kitabın içinde bütün bu hisleri bütünüyle yaşatıyor size. Dickens, İki Şehrin Hikayesi ile; uyanış, suç, umut, utanç, kurtuluş, sosyal adaletsizlik ve yurtseverlik temalarını kuvvetli bir biçimde işleyerek, İngiliz halkına binlerce insanın acısını anlatmaya çalışmıştır. Roman boyunca iki şehir, Londra ve Paris karşılaştırılmış. Paris’teki bir hapishanede suçsuz yere 18 yılını geçirdikten sonra, eski bir dostunun yardımı ile kurtulan Dr. Manette’in tesadüfen Londra’ya dönüşü sırasında tanıştıkları bir Fransız olan Charles Darnay ile kızının yapacakları evlilik ve bunun ardından meydana gelen Fransız İhtilali’nin hayatlarına etkileri anlatılır. Fransız devrimini de içine alan eser halkın aristokratlara karşı direnişine de değiniyor. Fransız devriminin simgesi olan ölüm aleti giyotin'den de sıkca bahsediliyor. Olayların akışı ve birbirleri ile bağlantıları oldukça da merak uyandırıcı. Bu noktada yazarın hayal gücü, olayları ve önemsiz görünen karakterleri birbirine bağlama sanatı hayranlık uyandırıcı. Öyle ustaca biriktirmiş ki her şeyi, hiçbir detayını atlamadan okumak gerekiyor çünkü kitabın sonunda bütün karakterler bir şekilde birbirine bağlanıyor. Dikkatimi çeken bir başka detayda şu oldu; bu eserde ihtilal yanlısı ve dolayısıyla taraf tutan bir çok kişiye nazaran yazarın ne halkın ne de soyluların yanında yer alması. Şöyle ki kitapta; bir soylunun, arabasıyla üzerinden geçip öldürdüğü bir çocuğa kayıtsız kalması ve saraylıların fakirlere karşı olan davranışları eleştirilirken, diğer yandan ise sadece vahşi duygularını tatmin etmek için suçsuz insanları giyotine götüren halkı eleştirmekten de geri durulmuyor. Gücü soyludan alıp halka verseniz bile -eğer amacına uygun kullanılmazsa- aslında hiçbir şeyin değişmeyeceğine dikkat çeken yazar ihtilalin de bunu değiştirmediği fikrinde ki katılmamak zor. Ve özel olarak değinmek istediğim bir karakter oldu bu kitapta; Sydney Carton. Kendi halinde ama tüm kitabın atmosferini değiştiren kişidir benim için Carton. Karşılıksız bir aşk ancak bu kadar büyük olabilirdi. İki kişinin yaşadığı onlarca aşka karşın onun aşkı hepsinden büyüktü.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202258,9bin okunma
·
321 görüntüleme
Xyz okurunun profil resmi
Yine güzel bir analiz 👏 Eline sağlık 👏 Carton sadece aşk ile hareket etmedi bence onu daha da buna iten şey hayatının en sonunda değerli olmasıydı. Bir anlam ifade etmesiydi. Hayatının boşuna olmadığını en sonunda bir anlamı olduğunu ve kendi anlamını bulduğu için ici huzurluydu en çok bu konuda kendisini kıskandım. Hepimiz karmaşık yaşamların ardında anlamlı bir huzuru dinginliği aramıyor muyuz ? Sdyney Carton bunu buldu. Beni de ağlattı...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.