Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

155 syf.
·
Puan vermedi
Cart Curt
Madem ki bu bir etkinlik iştiraki, o halde her şeyden önce kıymetli yazarımız Rıfat Ilgaz'ın hayatına, bilmeyen arkadaşlarımız için kısa yollu bir göz atalım, halihazırda bilenlere de hatırlatmış olalım: Kimliğinde 7 Mayıs 1911 yazıyor olsa da, annesinin demesine göre 1910 yılının karlı bir Şubat gecesinde Kastamonu'nun Cide ilçesinde dünyaya gözlerini açıyor Mehmet Rıfat. Denizcilikle uğraşan ailesinin köklerinin Sivastopol'a dayandığını söyleyen Mehmet Rıfat, o yıllara denk gelen savaşlar nedeniyle zorluk ve yokluk içinde bir çocukluk geçirir. 1928'de babasının vefat etmesi üzerine, yatılı eğitim veren Kastamonu Muallim Mektebi'ne başlar. Ardından Gazi Eğitim Enstitüsü'ne devam eder ve mezuniyetinin ardından öğretmen olarak göreve atanır. 1934 yılında, öğretmenliğini, edebiyatını ve sanatını Kastamonu' ya borçlu olduğunu belirterek, Kastamonu'nun simgesi olan "Ilgaz''ı kendisine soyadı olarak seçer. 1944 yılında yayımlanan "Sınıf" adlı şiir kitabının, komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklanır ve hüküm giyer. Tahliye olduğunda ise artık ne bir memuriyet ne de sağlık kalmıştır elinde. Öğretmenlikten men edilmiş ve veremli olarak hayatını idame ettirmek zorunda kalan Ilgaz, artık emekçi bir basın işçisidir. Edebiyat dünyasına, döneminin emsalleri gibi şiirle giriş yapan Rıfat Ilgaz; 12 şiir, 20 öykü, 6 oyun, 10 roman, 9 çocuk romanı, 2 anı, 2 de deneme kitabı yazarak, hemen hemen her alanda Türk edebiyatına katkı sağlamıştır. 24 Ocak 1993 tarihinde uğradığı suikast sonucu yaşamını yitiren Uğur Mumcu'nun üzüntüsünü henüz içinden atamamışken, 2 Temmuz 1993'de patlak veren Madımak Katliamının yıkımına ise dayanamamıştır Ilgaz. Metin Altıok, Behçet Aysan ve bilhassa can dostu Asım Bezirci'nin yakılarak katledilmesinin yarattığı travmaya ancak 5 gün dayanabilmiş ve 7 Temmuz 1993 'te evinde vefat etmiştir. Sivas Olayları ile ilgili söylediği sözler, belki de yazarın dünya gözüyle kurduğu insancıl ve edebi son cümlelerdi: "Firavunlar piramitlerin içindeki tabletleri kırdılar. İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler’in ordusu bütün kütüphaneleri paramparça etti. Ama dünya insanlık tarihinde hiçbir zaman düşünürler, yazarlar, aydınlar bir binaya toplanıp, üzerlerine benzin dökülmedi. Bu bizim ayıbımız! " Madaralı Roman Ödülü, Orhan Kemal Roman Ödülü, Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü gibi hatrı sayılı ödüllerin sahibi olan Ilgaz, henüz yaşarken Bakırköy Belediyesi tarafından onurlandırıldı ve adına bir kültür merkezi açıldı. Lakin belediyenin el değiştirmesi sonucu, bu merkezin ismi de Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi olarak değiştirildi! Rıfat Ilgaz, adına yaraşır bir şekilde bu durumu olgunlukla karşıladı ancak hiç unutmadı... Kitaba gelecek olursak... Cart Curt, Rıfat Ilgaz'ın 1970'li yılların ilk çeyreğine kadar, Akbaba, Dolmuş, Marko Paşa, Adembaba, Tan, Vatan, Akşam, Yenigün, Yeni Ulus ve Cide Postası gibi çeşitli gazete ve dergilerde yayımladığı, çoğunluğu fıkra türündeki 36 adet yazısından oluşmakta. Yazar, el attığı her alan gibi köşe yazarlığının da hakkını veriyor ve bu alanın ehemmiyetini, kitabının öz sözünde şu cümlelerle vurguluyor : "Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır demiş atalarımız. Her yiğit canının çektiği biçimde yoğurt yemeli ama, yüzüne gözüne bulaştırmamalı. Sanatın hemen her dalı, canının çektiği gibi, tadını çıkara çıkara yoğurt yiyen sanatçılar ister. Hele köşe yazarlığında... Kendine özgü bir yoğurt yeme simatıdır(ziyafet) fıkracılık, her edebi­yat dalından çok. Sanatçının günlük haberleri, aktüalite dediğimiz taze olayları, yüzüne gözüne bulaştırmadan herkesten ayrı biçimde, kendi deneylerine göre gene kendi temel görüşlerine, kültürüne, ustalığına göre yorumlama, eleştirme, inceleme, toparlayıp yeni bir bileşime ulaşma sanatıdır köşe yazarlığı... " Yazıların ana temaları, Rıfat Ilgaz'ın toplumsal gerçekçi kimliği ile paralel yönde elbette. Dolayısıyla yazar, eğitim-öğretim, adalet, demokrasi, batılılaşma, ulusalcılık, üretim, sanayi, ırkçılık, faşizm, köy sorunları, ağalık olgusu, emek, işçilik, yoksulluk, yolsuzluk, kültür ve sanat gibi geniş bir yelpaze sunuyor okura. Yeri geliyor Orhan Kemal, Oktay Akbal gibi yazarları toplumsalcı-bireyselci çerçevede ele alıyor, yeri geliyor Tevfik Fikret'ten, Nazım Hikmet'ten, Mehmet Akif'ten, Orhan Veli'den dem vuruyor ve edebiyat dünyasının yeni yetmelerinin, ustalara olan saygısızlığını, vefasızlığını dile getiriyor. Rıfat Ilgaz'ı her yönüyle istisnasız seviyorum zira kendisinin okuma aşkı ve bu aşkı minik yüreklere aşılama çabasını daha bir seviyor gibiyim. Hayatının her aşamasında okumanın güzelliği, önemi ve faydaları hakkında söylemler veren Ilgaz yine bu yazılarda da bunları vurguluyor, üstelik de eğitim sistemimizin yanlışlıkları ile harmanlayarak: "Okuma-yazma diyoruz, adı üstünde... Bu, işe kalem­le, defterle, kitapla başlayacağız demektir. Kalemsiz, kağıtsız yazma olmadığı gibi, kitapsız da okuma olmaz.Bir yandan okumaya özendirmek, bir yandan da okunacak gereci okuyacak olanın elinden çekiştire çekiştire almak işin ruhuna aykırı düşmez mi? Bunu yapanlar mı? Sorumluluktan yoksun kıyıda köşede kalmış kişiler... Bir baba çıkar da, oğlunun elindeki kitaba bakıp, "Sakın haaa... Roman okumayasın!" diye el korsa,çocuk do­ğal olarak babasına soracaktır : "Baba ne okuyayım?" diye. Bunun yanıtı, "Dersine çalış!" olursa, çocuğumuz bunun yeterli bir yanıt olduğuna inanır mı?" Kitabın sonlarına doğru, Ilgaz'ın, siyasi fikir, söylem ve edebi ürünleri açısından Namık Kemal ile Ziya Gökalp'ı eleştirdiği, Mehmet Akif'in ise övdüğü" En Güzel Kadın'' adında bir yazısı var ki benim en beğendiğim o oldu. Ona göre, Ziya Gökalp'ler, Namık Kemal'ler ve başkaları, ne­dense vatanı tek katlı gecekondu olarak düşünmüşler­dir. Zemin katla yetinmişler, bir bodrum katı bulunabile­ceğini bile akıllarının köşesinden geçirmemişlerdir. Namık Kemal'in, vatanı böyle yalınkat düşünmesi an­laşılıyor ki yerin altıyla üstü arasında ki ayrıcalığa inanmayışından ileri gelmektedir. Boşuna : '' Altı da bir, üstü de birdir yerin. "dememiş. Altı da üstü de bir olur mu hiç!.. " Ümmetçilerin en akıllısı en inanmışı gene de Akif’tir. O da, "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda!" demiş ama, karşıdan gelen düşmanın niçin geldiğinin bilincine de varmıştır, cenneti cehenne­mi bilen bir şair olarak, Kurtuluş Savaşında saldırganlar için şöyle gürlemiştir çağında : -Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz. - Bugün bunu hangi milliyetçi geçinen söyleyebilir, böyle kendine, halkına, ulusuna güvenerek? M. Akif’e göre de toprağın üstünde hep vatan için savaşan müslümanlar vardı, altında da vatan için ölen 'şüheda'..." Velhasılıkelam efendim, her biri ayrı ayrı çok güzel, çok özgün, çok başarılı, çok etkili fıkralar... Dili oldukça yalın, anlatımı bir o kadar akıcı. Bence bu kitabı okumak, Rıfat Ilgaz'ı tanıma yolunda atılmış büyük bir adım mahiyetinde. Etkinlik kapsamına da, bu eserin çok yakıştığını düşünüyorum. Sevgili
Ebru Ince
Ebru Ince
bu etkinliği oluşturmasa, bu kitabı okumam belki de yıllar sonrayı bulacaktı. Ne iyi ettin Ebru, tüm katılımcılar ve kendim adına tekrar teşekkür ediyorum. Var ol!
Cart Curt
Cart CurtRıfat Ilgaz · İş Bankası Kültür Yayınları · 201143 okunma
··
252 görüntüleme
AkilliBidik okurunun profil resmi
Ne güzel anlatmışsın Rıfat Ilgaz'ı... Tam da bu güzel etkinliğe yakışan, cezbedici, doyurucu, içten bir inceleme olmuş. Kalemine sağlık sevgili @seda_bera
Gönül. okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık, zevkle okudum. Yazarı tanıtmanız da etkinlik icin çok güzel olmuş.
Sultannn okurunun profil resmi
Ellerine sağlık Seda. Ben Rıfat Ilgaz'ı tanımak açısından otobiyografisini anlattığı
Sarı Yazma
Sarı Yazma
kitabını listeme aldım. Her ne kadar kitaplarını bilsem de Rıfat Ilgaz'ı yakından tanımak istiyorum. Kendi adına açılan bir Kültür Merkezi'nin henüz hayattayken isminin değiştirilmesi ne kadar üzücü bir olay. Yani demişler ki, sen bizden değilsin, ismine gerek yok. Bir yazara bu kadar saygısızlık yapılmamalı. Her ne kadar kendilerinden saymasalar da!
Seda okurunun profil resmi
Önce teşekkür eder, sonra da bir özür dilerim Sultan Hocam. Çünkü "Rıfat Ilgaz'ı tanıma yolunda" derken, yanlış cümle kurmuşum ben, sayende fark ettim. "Rıfat Ilgaz'ı fikir dünyasını tanıma yolunda" olarak düzeltiyorum👍 Kültür Merkezi konusunda da katılıyorum sana, şu ötekileştirmeler bari sanat üzerinden, edebiyat üzerinden yapılmasa keşke.. Ama nerede....
1 sonraki yanıtı göster
Ebru Ince okurunun profil resmi
Asıl ben ne kadar teşekkür etsem az olur sevgili Seda hem duygularını hem de ustanın kimliğini bu güzel kelimelerle bizlere ulaştırdığın için :) keyifle okunan ve en önemlisi "okutacak" olan bu inceleme için hem kalemine hem yüreğine sağlık ❤:)
Seda okurunun profil resmi
Rica ederim ne demek, sen bana etkinlik de, toplumcu de yeter🤣
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.