Dünyada, özellikle Türkiye'de gelecekte neler olacağını bilmek için müneccim veya kahin olmaya gerek yok. Çünkü gerçekler gizlice ortaya çıkmaz, ayan beyan, gözümüzün önünde olurlar ve bağırırlar. Gerçekler sessiz kalamaz, sadece insanlar sağırlaşır.
Sağırlığın baskın olduğu yıllarda değerli fikir adamı, Öğretim Görevlisi Necip Hablemitoğlu gerçekleri haykırıyor; fakat duyan olmuyor sağırlar ülkesinde. Öyle olunca kitap yazarak anlatıyor gerçekleri; söz uçar, yazı kalır diyerek. Maalesef iğrenç güçler önce sesini kısıyor, sonra kalemini kırıyorlar. Alçakça öldürülüyor Hablemitoğlu ve katillerinin bulunmasına bile izin vermiyor gerçek düşmanları.
Neler demiş diye başlasam koca kitabı yazmak zorunda kalırım. Bu yüzden aldığım bazı notları ve yıllar sonra olanları yazmakla yetineyim.
Sayfa 159: Bayram Özbek
"Halen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli komiser rütbesindeki Bayram Özbek isimli emniyet mensubu, resmi kimliğini de göstererek şahsıma müracaat etmiş ve evimin kurşunlanması da dahil olmak üzere, Çağdaş Eğitim Vakfı' na ve şahsıma yönelik yardımcı olacağını belirterek görüşmelerde bulunmuştur. Yaptığı görüşmeyi gizli kameraya almış, bu görüntüyü Işık TV televizyon kanalına vermiş ve istenilen yerlerin montajlanarak yayınlanmasını sağlamış ve kamuoyunda PKK için faaliyet gösteren bir kimse olarak şahsımın tanıtılmasına neden olmuştur. "
2017 Haziran, bir haber içeriği:
" FETÖ’nün emniyet yapılanmasının önemli isimlerinden biri olan ve FETÖ’nün birçok operasyonel faaliyetinde adı geçen eski emniyet müdürü Bayram Özbek, Kartal'da yakalandı."
Sayfa 86 İsmail Büyükçelebi
" Cemaatin ABD Başkanı İ. İsmail Büyükçelebi, ülke çapındaki sistematik örgütlenme çalışmalarına 11 Haziran 2000'de ABD'nin kuzeybatısındaki Seattle'daki bölge toplantısı ile start vermiştir."
2020, bir haber içeriği: "FETÖ'nün elebaşısı Fetullah Gülen'den sonra, örgütün en etkili isminin İsmail Büyükçelebi olduğu söyleniyor. Finans kaynakları ve eğitim kurumları ile ilgili tüm kararlarda söz sahibi olan Büyükçelebi'nin, Gülen'den sonra örgütün başına geçebileceği belirtiliyor."
2002 tarihinde yazılan kitapta bahsedilen iki isim ve yıllar sonraki durumları, yorum yok.
ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer üzerine de Necip Hablemitoğlu gibi PKK destekçisi olarak lanse edilmeye çalışarak gidilmiş, sesleri susturulmaya çalışılmış. Hablemitoğlu kahin değildi, gerçekleri söyleyecek kadar cesurdu sadece. Yaşer de öyleydi, hâlâ öyle ve şu anda da gördüğü gerçekleri haykırıyor. 2018, Gülseven Yaşer'in bir röportajı: "Tayyip Bey'in etrafını yavaş yavaş tekrar sarıyorlar. Tamamen dönmüş görünerek, yani “Tayyipçi” olmuş görünerek yine en yakın çevresine yerleşiyorlar. Bir gün o etrafındakiler yiyecek Cumhurbaşkanı'nı… Kabinedeki cemaatten isimler, büyükelçi olarak atananlar, kefaletle serbest kalanlar, yargı kararıyla takipsizlik verilenler… Cemaat mensupları şu anda suskun bir devreye girdiler. Tayyip Bey'e yaranmak için kim bilir neler yapıyorlar! Bir gün bunların hepsi başını yakacak onun." Yorumsuz...
Gerçeklerin üstüne gitmezseniz bir duvar gibi karşınıza çıkıverirler bir gün, yığılır kalırsınız çarpılarak. Yeniden kalkmak zor olabilir bu kez. Ve bizler öngörüsü yüksek aydınlarımızı yaşarken dinlememeye ne kadar devam edeceğiz acaba? Bakın, yıllar önce kaybettiğimiz aydınımız ne diyor, adeta kendi geleceğini görür gibi...
"Çoğunluk seyrettikçe, mücadele etmek yerine mücadele eder gibi yaptıkça, faraza Fethullah Gülen'den, Müslüm Gündüz'den, Metin Kaplan'dan daha çok cesur ve namuslu olmadıkça, bilelim daha çok Asteğmen Kubilaylar, Uğur Mumcular, Ahmet Taner Kışlalılar, Bahriye Üçoklar, Muammer Aksoylar, aramızdan yitip gidecekler. Cumhuriyet'e bağlı olduğunu söyleyen bizler de, utanmadan ve sıkılmadan "devrim şehitlerimizi" sadece ölüm yıldönümlerinde hatırlamaya devam edeceğiz; neye can verdiklerinin nedenini sorgulamadan, hesabını sormadan... " (sayfa 299)