Deneysel edebiyat, oldukça geniş bir alanı kapsıyor. Joyce'un metinlerinden Vonnegut'unkilere, Cortazar'ın, Calvino'nun pek çok yapıtına dek. Ve tabii işin içinde Perec var. Ancak deneysel metinleri de bir şeyler anlatmalarına ya da metnin bütününden parçalarına, bir özellik taşımalarına göre sanırım gruplara ayırabiliriz. Bir Paris Semtinin Tüketilme Denemesi, deneysel edebiyatın neredeyse bütünü deneysellikten ibaret, olmak istediği şeyden başka hiçbir şey olmayan bir parçası. Eğer ben de bir İstanbul kafesinin önünde oturup birkaç gün etrafta olup bitenlerle ilgili bir şeyler karalasam bundan farklı bir görüntü çıkmayacaktır pek ortaya. Bu, eğer tek tük yapılan bir işse benim eylemimi de deneysel edebiyatın bir parçası, bir ölçüde önemli yapacaktır. Ama hepsi de bu kadar olacaktır açıkçası. Yazılmış bu metnin -gerçek anlamda-yazılmasının olduğu gibi aslında okunmasının da pek bir anlamı olmayacaktır. Kitabı mecburen beğenmediğim Perec kusura bakma. Çünkü onun için yazmışsın. Ama Uyuyan Adam için hala sana teşekkür ederim!