Gönderi

190 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Uğuldayın rüzgârlar uğuldayın!...
Kitapta iki hikâye iç içedir ve ikisinin de teması aynıdır. Kötü evlatların etkisiyle, iyi evlatların babaları tarafından haksız yere cezalandırılması ve babaların trajik sonları anlatılır. Hikâyede geçen dönemde yozlaşmış bir dünya anlatılır. Bunu en iyi Kral Lear’ın tekrar tekrar dile getirdiği isyanlarında görürüz. “Uğuldayın rüzgârlar uğuldayın! Çatlayıncaya kadar şişirin yanaklarınızı! Kudurun! Uçurun dünyayı! Seller, kasırgalar tepemize boşanın, Sulara gömün kuleleri rüzgâr horozlarına kadar! Düşünce hızıyla çakıp sönen kükürtlü alevler, Bir vuruşta meşeleri ikiye bölen yıldırımın öncüleri, Şu ak saçlı başımı alazlayın! Ve siz, ey evreni sarsan gök gürültüleri, Yamyassı edin şu semiz dünyayı o korkunç kükremenizle. Paramparça edin doğanın insan döken kalıplarını, Yok edin hemen nankör insan üreten tohumlarını!” Aslında bu isyanlarının müsebbibi Lear’ın kendidir. Doğruya kapanan kulakları ve gözleridir. Tragedyada geçen karakterlere baktığımızda ise iyiler (Cordelia, Edgar ve Kent), hata yapanlar (Lear ve Gloucester Kontu, Albany Dükü, buna belki Edmund’da eklenebilir ama onun durumu çok daha farklıdır aslında) ve kötüler olarak bir ayrım yapılabilir. Bu keskin ayrımlar zaten tragedyaların tipik özelliğidir. Burada dikkat çeken husus belki Edmund’un ölmeden önce gayrımeşru bir oğul olarak kötülüklerle dolu kaderine karşı çıkması ve ölürken de olsa iyi bir şeyler yapması, tüm suçlarını itiraf etmesidir. Ben kitapta en çok Lear’ın isyanlarını sevdim bir şair gibi tüm içtenliğiyle doğruları haykırıyor bu sırada, tabi güzel bir söyleyişle. Ha tabi Soytarıyı da unutmamak lazım. Asıl, gerçekleri-doğruları onun dilinden dinlemek daha güzel. Sanırım bu huyuyla Lear’ı biraz kendine benzetmiş.
Kral Lear
Kral LearWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20098,2bin okunma
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.