Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Aşkın, cesaretin ve masumiyetin buluştuğu kitaptır; “Zeliş”. Ercan Kesal’in son zamanlarda verdiği bir röportajında okuduğum bu satırların özellikle son cümlesi bugünün bazı gençlerin kitap ve edebiyat anlayışını çok iyi tarif ettiğini düşünüyorum. Olduğu gibi aşağıya alıyorum alıntıyı; “… Bu kadar aynileşmek, düzensiz bir vasatın esiri olduğumuzu gösteriyor. Bu karşımıza mimaride TOKİ, televizyonda evlilik programı, edebiyatta da markette tezgâhın yanında satılan kitap olarak çıkıyor.” Bunu buraya aldıktan sonra asıl ne demek istediğimi yazabilirim artık, suçlunun kim olduğunu da hepimiz biliyorum sanırım. Necati Cumalı’yı günümüz kitap okuyan insanların yüzde kaçı bilir? Kaçı hayatında bir eserini eline alıp okumuş? Kaçı dillinin efsunluğa kapılık konunun derinliğinde geçmişi ve geleceğini sorgulamış? Bu toprakların insanlarını anlamaya çalışmış? Ve Necati Cumalı gibi daha nicesi… Ben kendim bu soruya cevap aradığımda korkunç sonuçlarla karşılaştım. Çünkü bizim insanlar- özellikle gençler- için edebiyat artık; Ercan Kesal’in İfadesiyle market tezgâhında satılan, bestseller furyasında dönüp dolaşan cicili bicili kapaklı, zengin kızı fakir oğlanı anlatan kitaplar demek. Haliyle bu da etrafta edebiyat adına yazılmış bir sürü kalitesiz eser demek. Şiir, roman, hikâye, deneme, tiyatro, günce gibi pek çok türde eser vermiş bu usta yazardan, yine usta kalem olan Yaşar Kemal; “ Yaşlanmaz Şair çocuk ” diye bahseder. Çok sayıda eserin ve ödülün sahibi olan yazarı umarım hak ettiği şekilde tekrar hatırlarız ve eserlerini okumaya başlarız. Usta yazarın bu eseri ilk zamanlarda “Tütün Zamanı” başlığıyla çıksa da daha sonra “Zeliş” adıyla yayınlanır. Eserin konusuna yabancı olduğumuz söylenemez. Bilindik bir konuyu yazıya aktarırken kullandığı eski kelimeler, kurduğu sağlam cümleler, betimlemeler karşınıza muhteşem bir eser çıkartıyor. Necati Cumalı’nın konu üzerindeki hâkimiyeti, Ege Bölgesinin insanını çok iyi tanıması ve yörenin coğrafyasına hâkim olması eserin sağlamlığında büyük bir etkendir şüphesiz. Şöyle kısaca kitabın konusundan bahsedecek olursak; Recep’in kızı olan ana karakter Zeliha’nın kardeşiyle beraber ipini koparan keçilerini Topal Avni Bey’in bahçesinde almasıyla başlar hikâye. Zeliha, -sonrasında kendisine Zeliş diye seslenirler ve bu isimle devam eder kitap- son derece güzel, alımlı, herkesin dikkatini çekebilen bir kızdır. Keçisini almaya giderken Zeliş’in bu güzelliğinin karşısında bocalayan Cemal’in artık gözü Zeliş’ten başkasını göremez olur. Sadece Kadıovacıklı Cemal değil Cemal’in annesi ve babası da Zeliş’in güzelliğine hayran kalırlar, oğullarını bu konuda cesaretlendirir ve Zeliş’in peşini bırakmamasını söylerler. Nitekim Zeliş’e vurulan sadece Cemal değildir. Zeliş’in babasına kızı karşılığında yardım eden, para veren, hediyelere boğan zengin tanınmış Bekir Bey’de Zeliş’i babasında ister. Babası bu kadar yardıma ve paraya karşı kızını vermeye dünden razı olur. Bir süre sonra Zeliş ile Cemal zaman zaman görüşür ve mektuplaşırlar- mektuplaşma bölümü kitabın en sevdiğim bölümlerinden biri oldu -. Bu görüşmeleri ve mektupları bilen bir isim daha var o da Zeliş’e vurulan Yaşar’dır. Sonrasında Yaşar, Bekir ve babası Recep Zeliş’in kaçırılması için Fehmi Bey’den yardım isterler. Belli paralar karşılığında hem Fehmi beyi ikna ederler. Zeliş bu hareketi duyar ve Cemal ile kaçar. Uzun bir süre hem peşine düşen jandarmalardan hem de babası ve peşindeki diğer insanlardan kaçarlar. Bu süre içerisinde Zeliş tüm ruhuyla kendini Cemal’e sunar. Usta kalem romanını çok ince bir mesajla bitiriyor; zira tüm çabalarına rağmen Zeliş ve Cemal yakalanırken Zeliş’in cesaretini ve köy halkının birleşip Recep beyi şikâyetinden vazgeçirmeleri zulme karşı birliğin korkaklığa karşı cesaretin gücünü biz okurlara hatırlatmış oluyor. Eserin en büyük özeliği; temposu hiç düşmeyen, okuru alıp sürükleyen, heyecan ve maceranın köy romanlarının içindeki yerini hep koruyan, okuyucu tüm umudun kestiği anda okuyucusunu yanıltabilen, en önemlisi de; bunu yaparken ne çok sade ne de anlaşılmaz diyebileceğimiz bir dilden uzak durmasıdır. Her kelimesi, her cümlesi, her paragrafı çok ince eleyip sık dokuduğu daha ilk sayfada anlaşılıyor. Her sağlam okuyucu bunu görüp anlayacaktır. Bu bir köy romanı olduğunu söylemiştik. Yer yer bir eleştiri kitabının özeliklerini barındırdığını da söyleyebiliriz. Yazar, benim de haklı olduğuna kesinlikle inandığım bir serzenişini; “ bizde beğenilecek her yazının anlaşılmaz olması öteden beri asıl olduğuna göre onların bu davranışlarına hiç şaşırmamak lazım! Toplumumuz Sadık Efendi’nin dilekçesine gelinceye kadar, anlaşılmaz sözleriyle bütün edebiyat jürilerini, bütün ünlü eleştirmenleri hayran eden nice sayısız şairler, nice büyük yazarlar yetiştirmiştir!” bu cümlelerle dille getirmiştir. Yazarın dilli bu cümlelerin etkisi altında biçimlendiğini bu kitapta görebiliyoruz. Ve ortaya koyduğu eserde yazarı haklı çıkarmıştır. Sadece bununla kalmaz yeri geldiğinde o zamanın nüfus sahibi olan insanların her şeyin üzerindeki hâkimiyetlerini de ince bir ironiyle dille getirmiş, özellikle adalet sisteminin üzerindeki etkilerini ve hiyerarşi çemberindeki karakterlerin rollerini ince göndermelerle eleştirmiştir. O eski edebi dillin zevkini tatmak isteyen, eski köy insanların birbirlerine karşı davranışlarını merak eden, değerlerin ortak paydasında buluşan insanların o masumiyetlerine şahit olmak isteyen her okur için Necati Cumalı’nın bu kitabı bir fırsattır. Aşkın, cesaretin ve masumiyetin buluştuğu kitaptır; “Zeliş”.
Zeliş
ZelişNecati Cumalı · Cumhuriyet Kitapları · 20201,541 okunma
·
153 görüntüleme
Cem okurunun profil resmi
biz seninle ne yapacağız:) artık eleştirilerin oldukça sağlam..kesinlikle okuyorum, zaten bana da önermiştin:)
Doğan Yalçın okurunun profil resmi
Devam edeceğiz hocam. Dikkate alacağın için teşekkür ederim
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.