İnsanlar ölür, hayvanlar ölür, bitkiler ölür, şehir ölmezdi. Biliyordu Eleni. İstanbul çekip gitmezdi. Canının bir parçasını mezarlıkta, diğer parçasını hastanede bırakmış olsa da kalbi hâlâ yerindeydi, çarpıyordu işte, duyuyordu sesini. Şehir de duyacak, görecekti onu, alacaktı koynuna, sarıp sarmalayacak, yaralarını iyileştirecekti, başka yolu yoktu.