- Ne koyun gibi ahali, Yarabbim! Bugünkü mesele hakikatte Hafız Eyüp Efendi ile senin aranda geçmiş bir çarpışmadır. Onlar, pir aşkına size yardakçılık ettiler. Toplandılar, bağırdılar. Hatta icap etse yine pir aşkına birbirlerini boğazlayabilirlerdi. Feci şu ki, daima böyle oldu. Öldük; fakat neye öldüğümüzü bir türlü anlayamadık...
Gayret Doğan Bey... Ümidimiz ancak senin yeni mektebe kaldı.