“Bir kelbini bir kelbine mahvettirir Allah” buyurulmuştur ya; kaderin kum saatinden akan zerreler de elbette bir diğerinin üstüne düşecek ve altta kalanı ezip geçecektir. Oysa bilmeleri gerekirdi, Allah ihmal etmez; imhal eder.
Asrın son çeyreğinde Fransız İhtilâli vuku bulur ve bütün dünyaya hızla milliyetçilik fikirleri yayılır. Bundan, uzun vadede en ziyade zarar görecek olanlar ise yine Osmanlılar'dır. Zira topraklarında yetmiş iki milleti barış ve kardeşlik içinde asırlarca barındıran Osmanlı, artık eski dostlukları göremeyecek, tebaasındaki farklı din ve ırklara sahip unsurların her biri dış kışkırtmaların tesiriyle birer birer ispat-ı rüşt etmeye yelteneceklerdir. Bunun tabii sonucu olarak da Osmanlı topraklarında isyansız, savaşsız, kinsiz ve garazsız bir gün geçmeyecektir. Dahası, bu kaos ortamından istifade etmesini çok iyi bilen batı dünyası, meydanı boş bulup Asya ve Afrika'da müstemlekeler edinme plânlarını tatbik etmeye koyulacaklardır.
Tarzıyla, yazma diliyle kırklı sayfalara kadar hiç bir şekilde beni kazanamayan, bir kaç defa bırakma noktasına bile getiren bu eseri sabırla okumaya devam etmenin sevincini yaşıyorum.
Her zaman üstünde durulması gereken bir husus bu; eseri iyice tanımak için en az elli sayfa okunması kıstas edinilmeli. Kendime edindiğim bu şiar bana çok eser