Bir bireyi bazı farklılıklar ve tuhaflıklar meydana getirir. Bunları bastırmak ve birey kişiliğini kaybedene dek bilindik kurallara uymak insan doğasına aykırıdır... Hayat, bu harika hayat, bir başkasının kurallarına uyarak yaşanmaz. Aynı istek ve tutkulara sahip olduğumuz doğrudur, ama bunlar farklı şeyler için, farklı şekillerde ve farklı zamanlarda baş gösterir.
Sonuna kadar kendi hayallerinizin peşinden koşun, yoksa dışarıdan gelen melodileri duyar ama asla kendi müziğinizi çalamazsınız.
Acı dediğin taş, insan dediğin su gibidir aslında. Taşın üstünden kayar gider, toprağa karışır. Taşa her vurduğunda acır canın. Ama toprakla buluştukça acın azalır. Topraktayken acıdan eser kalmaz. Su toprağı yaşatır, toprak suyla bereketlenir. Anlıyor musun sen beni? Acıdan sonra bir bakmışsın ki o toprakta ne çiçekler, ne hayatlar dirilmiş. O toprakta, o acıdan sonra ne çok varlığa can olmuş o su. Ama su deyip geçme; o su, taşı bile aşındırıp yıpratır. Sen şimdi ne kadar güçlü olduğunu öğreneceksin.
Bizim toplumumuz köy kökenli bir toplumdur ve başlarında bir ağa olsun ister;kendini yönetecek insanı seçerken bile birinin ona"şunu seç"demesini bekler.