Her sonbaharda birbiri üzerine dökülen uzak ağaçlar gibi insanlar da birbirini izleyip toprağa yatarak yok oluyorlar. Bu değiştirilemeyen umumî bir kanun... Niçin endişe etmeli? Şu dünyada erilen başka ne var? Hayat yalan, ölüm gerçek...
Kabul edilmenin ödülü genellikle bir tartışmada haklı çıkmanın, akıllı görünmenin ya da gerçeği bulmanın ödülünden daha büyüktür. Çoğu zaman tek başımıza haklı olmaktansa grupla birlikte yanılmayı yeğleriz.
Ne yazık! Kim bilir ölüm, ruhu ne hale getiriyor? Onu neye dönüştürüyor? Ona verdiği ya da ondan aldığı ne? Nereye koyuyor? Acaba ona, dünyaya bakıp ağlasın diye etten gözler veriyor mu?
... fakat saygınlığını korumak amacıyla ayaktakımından uzak kalmanın gerekli olduğunu sanan biri, yenilmekten korktuğu için düşmanından saklanan korkak kadar kınanmaya değer biridir.
Birey olarak da, tür olarak da insan kendi önemini ileri sürmek gereğini duyduğu zaman şiire sarılmıştır. İnsanoğlunun en sahici dili şiirdir. Her kim şiir önemlidir, büyüktür derse, aslından ben önemliyim, ben büyüğüm diyordur.