İşte, hiç şaşmayan bir intizam ile işleyen bu beşeri kanunun karşısında, bizim her zaman umduğumuz gibi bulduğumuz, denilebilir ki ancak delilerdir. Onların tabiatı daha sağlamdır. Asıl olduklarına daha çok benzerler. Kendilerinden delilik bekleriz ve filhakika bulduğumuz da budur. Delinin huyu taşıdığı ismi gibi malumdur. Onlar kendi haklarında önceden edindiğimiz fikirlere sonradan da uygun çıkarlar. Haklarında çok şaşırmış olmayız. Seneler geçer ve onların aynı deliliklerine devam ettiklerini görürüz. Bu bakımdan da onlarla tanışmak daha pratiktir.
Yine yeniden bir Ahmet Ümit romanı: Bab-ı Esrar
Bu sır kapısında Ahmet Ümit Mevlana'dan Şems'ten ilahi aşktan ve bunları yaşayarak öğrenen Karen Kimya'nın hikayesini anlatıyor.
Kimya İngiliz bir annenin ve Mevlevi Türk Bir babanın kızıdır. Çalıştığı sigorta şirketi onu bir otel yangınını soruşturmak için Konya'ya yani kendisini yıllar önce terk etmiş babasının memleketine gönderir. Aklında 3 milyon poundluk otel yangını, ruhunda ise babasına duyduğu özlem ile Konya'ya gelen Karem Kimya burada bazıları mistik birçok olay yaşar. Küçükken babasından duyduğu şeyleri tekrar duymaya görmeye ve hatırlamaya başlar.
Ahmet ümit'in her kitabında olduğu gibi bu romanın da okuması kolay ve sürükleyiciliği hiç kesilmeyen bir anlatımı var. Sufilik, Mevlevilik ve İlahi aşk gibi konulara ilgi duyanların kesinlikle okuması gereken bir kitap.
"Çoğu zaman mesele, Tanrı'nın ne olduğu değil, bizim onda ne gördüğümüzdür. Sevgi dolu olanlar merhameti görür, zalim olanlar şiddeti. Zeki olanlar aklı görür, aptal olanlar kör inancı, âlimler bilimi görür, cahiller mucizeyi."
Bab-ı EsrarAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201936,3bin okunma