Denizin Çağırışı Türk edebiyatında,psikolojik yabancılaşma konusunu işleyen ilk roman olarak kabul ediliyor.Kemal Bilbaşar,bütün roman metnini topluma yabancılaşmış bu öğretmenin anlatımı ve bakış açısı üzerine kurar.Topluma yönelik öfkesini kendi yaşantıları ve düşünceleri üzerinden dillendirirken;toplumun,kalıplaşmış gelenek ve görenekleriyle, anlamsız kurallarıyla kendini(bireyi) nasıl bir bunaltı ve boğuntuya uğrattığını derinden hissettiriyor.
Demir Özlü varoluşçuluğun izlerinin Türk edebiyatında ilk kez görüldüğünü öne sürerek Sartre ve Camus’a atıfta bulunarak "Denizin Çağırışı,1943’te yayımlanmış fakat roman 17 eylül 1941’de izmir’in karantina semtinde bitmiş.Yabancı’nın yayımlanması 1942.Bilbaşar’ın bu romanı okuması olanaksız." ifadesinde bulunması:‘Varoluşsal problemlerimizi hiç mi öznel bir biçimde ifade edemeyip etkilenmeden bir eser ortaya çıkaramayacak mıyız?’sorusunu yanıtsız bırakıyor.