Humeyra

Humeyra
@humeyrauygun
Gazeteci
Marmara Üniversitesi
25 okur puanı
Şubat 2019 tarihinde katıldı
Karanlık..
Kadınları, çocukları, bebekleri katleden karanlık... Karanlık sürsün diye plajda oynayan çocukları bombalayan, beş aylık bebekleri katleden bir terör örgütü... O karanlığı beslemek için çırpınan uluslararası dünya, uluslararası örgütler... Ve sıradan insan o karanlığı fark etmesin diye her türlü manipülasyonu, her türlü hileyi yapan medya...
Reklam
Bu akşam yemeğini hazırlamak için dünün çöp tenekesinin içinde malzeme arar mıydınız? Yarının deneyimlerini yaratmak için dünün zihinsel çöp tenekesini karıştırmak niye?
Kendinin ve yaşamın mükemmelliğini bilen minicik bir bebek olmaktan, sorunlarla dolu, az ya da çok ölçüde değersiz ve sevgiye layık olmadığına inanan bir insan haline nasıl geldik?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Affetmek bırakmak, vazgeçmek demek. Göz yummak demek değil. Tümüyle bırakmak demek.
Sayfa 31
Affetmekte en çok zorlandığımız kişi, bırakmaya en çok gereksinim duyduğumuz kişidir.
Sayfa 31
Reklam
Yaşadıklarımız, iç dünyamızın dışarıya yansıyan sonuçlarıdır.
Sayfa 27
Aklımızda oluşturduğumuz her düşünce geleceğimizi yaratıyor.
Sayfa 21
İktidar red, inkâr, engelleme, yasaklama ya da saf dışı bırakmadan çok kurma, düzenleme, kışkırtma ve çoğaltma teknikleriyle işlemektedir. Bastırmayı ya da yok etmeyi değil, ayrıştırmayı, çeşitlendirmeyi, görünür kılmayı içerir.
Sayfa 43
Sözün geçersiz olduğu, bir simgeye dönüştüğü bir toplum, muhalefeti de kendisi gibi bir jest, bir simge olmaya zorlar.
Sayfa 38
"Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi."
Sayfa 34
Reklam
80 sonrasında Türkiye..
Bakılanla kurulan ilişki aslen bir seyir ilişkisine, sözün kendisi bir vitrine dönüştü. Birçok şeyin gösterildiği için ve göründüğü kadarıyla varolduğu, sergilendiği için ve seyredildiği kadarıyla değer kazandığı bir toplum çıktı ortaya. Epeydir vitrinde yaşıyoruz hepimiz.
Sayfa 31
Bugün biz toplumun duvarlarının saydamlaşmasında özgürlüğün teminatını bulabilecek miyiz? Ahlaki ya da politik teşhircilikten, açıklık politikalarından, camekânda yaşamaktan Benjamin'in umduğunu umabilecek miyiz?
Sayfa 30
Görüntünün bittiği yerde, ikinci Türkiye başlıyor: Bütün bir söz patlamasının ortasında söz hakkından mahrum bırakılmış, hapishaneye kapatılmış, yasaklarla yönetilen, anadilini konuşamayan Türkiye.
Sayfa 29
80'lerin egemen söyleminde "emek" ve "sömürü" kavramları gözden düşmekle kalmadı, tümüyle bir yananlamdan, bir çağrışımdan, bir ideolojik yükten ibaret kaldı; yok edilmek ya da bir an önce unutulmak istenen bir solculuğu, onunla özdeşleştirilen bir bönlüğü ya da iktidarı simgeler oldu. Emek, eşittir iktidar. Sömürü, eşittir ilkellik.
Sayfa 27
80'lerin türkçeye kazandırdığı en önemli sözcüklerden biriydi özel hayat. İçerdiği bütün çelişkilerle birlikte. Özel hayat diye ayrı bir varlık alanının tanımlanabilmesi için önce adlandırılması ve onunla ilgili bir kamuoyu oluşması gerekiyordu. 80'lerin gerçekleştirdiği buydu.
Sayfa 25
110 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.