Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz. Muhammed'in kızı Fâtıma ile Ali'yi nikahladığı zaman ettiği dua: Allah sizin dağınık işlerinizi toparlasın. Nikâhınızı mübarek kılsın. İkinizden güzel ve pek çok nesil halk etsin. Allâh'ım bu evliliği bu ikisi için mübarek kıl! Allâh'ım! Fâtıma ve zürriyeti hakkında kovulmuş şeytandan sana sığınırım!
Akif Safahat'ını İkbal'e, o da Peyam- Meşrık'ını gönderdi de Akif'e, "Bir gazeli sarhoş gibi nara attırdı bana!" dedirtti. İkbal'in narası ise daha müthişti. I. Dünya Savaşı günlerinde Lahor'da on binlerce kişinin katıldığı bir mitingde okuduğu şiirde, öldükten sonra peygamberin huzuruna çıktığını, Hz. Peygamber'in, "Söyle bana ne armağan getirdin?" buyurduğunu, bunun üzerine şöyle dediğini dile getiriyordu: "Efendim dünyada huzur ve rahat kalmadı. Gönlün arzu ettiği hayat ele geçmiyor. Varlık bahçelerinde binlerce gül, binlerce lale var ama vefasızdır onlar; terk eder bizi renkleri ve kokuları. Bunların yerine bir şey getirdim size, cennette bile benzeri olmayan bir şey; bir şişe kan. Bu senin ümmetinin namusudur, şerefidir, vicdanıdır. Bu Trablusgarb'ta Çanakkale'de şehit olan askerlerin kanıdır!" Bu hitap üzerine kalabalık dalgalandı. Kadınlar küpelerini, bileziklerini, erkekler neleri varsa küçücük servetlerini Türkiye'ye bağışladılar. Zira İkbal'in diliyle "Kendine hükmedemeyenlere başkaları hükmederdi."
Sayfa 141
Reklam
“Hayat iki günden ibarettir. Bir gün lehine (yani sana tebessüm hâlinde), bir gün de aleyhine (yani hüzün içinde)dir. Gün lehine olduğunda şımarma, aleyhine olduğunda da daralıp feryad-ü figan etme!” Hz Ali rda
Ey Küfeli, dinle! Sen de Ben de Biliyoruz ki, bu Deve senindir
BİR gün Hz. Ali'nin taraftarlarının yoğun olduğu Küfe'den, bir Arap, devesiyle Şam'a gelmiş. Şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış: - Ver o dişi deveyi bana! demiş. Tartışma büyümüş, Küfe'den gelen adam, "Bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir" diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar. Konu Muaviye'ye yansımış. Halk meydanda toplanmış... Muaviye, Küfe'den gelenle Şam'da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, kararını açıklamış: - Bu dişi deve Şamlınındır! Sonra toplananlara dönmüş ve sormuş: - Ey cemaat, bu dişi deve kimindir? Cemaat hep birlikte bağırmış: - Şamlınındır! Küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, Muaviye onu yanına çağırmış: - Ey Küfeli, dinle! Sen de Ben de Biliyoruz ki, bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. Ama sen Küfe'ye dönünce gördüklerini Ali'ye anlat ve de ki: "Ey Ali, Muaviye'nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! Ayağını denk al!"
Hz. Ali'ye, falanca kişi senin için kötü sözler söylüyor demişler. Hayret etmiş, oysa ben ona hiçbir iyilikte bulunmadım ki demiş.
232 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
Edebiyatımıza ilk kez işçi sorunlarını ele alan kitaplardan biri. Toplumcu gerçekçi romanın tarihinde yeri mühim bir eser. Ne mi anlatıyor? Seri üretim Avrupa kumaşlarına karşı mücadele edemeyen köylünün ezilmesini. İşçi-isveren ikileminin tüccar(güçlü)- zayıf (köylü) ikilemesine ve hatta Sünni-alevî çatışmasına döndürülmüş ve kavga bir büyük isyana dönüşmüş. Kendilerini peygamber ilan eden iki kadın Hz. Ali'nin türbesinin evlerinde belirdiğini söyleyip köyü,civarı etki altına alırlar. Şahsi çıkarları için köylüyü kullanan Sıddıkzâde'ye karşı durmaları ve geleneksel tiftikten kumaş dokumayı ön planda tutmak için direnmeleri, dahası Bolu-Kastamonu hattında büyük bir isyan başlatılsa da kadınlardan birinin geçmişi ve hırsları yakalarını bırakmaz ve kaybederler. Devletin ezici gücü isyanı sert bir şekilde bastırır isyancıları cezalandırır. Yapılan kötülükler yapanın yanına kalır, devlet güçlüden yanadır imajı verilir, dokuma tezgahları Avrupa kumaşlarıyla baş edemez, kaybeden halk olur. Toplumcu gerçekçi roman furyasında konunun benzerleri de daha kusursuz yazılanları da çok elbette ama öncelik etkisiyle ne zamandır merak ediyordum, ilgisini çekene tavsiyedir.
Çıkrıklar Durunca
Çıkrıklar DuruncaSadri Ertem · İthaki Yayınları · 2021530 okunma
Reklam
Hz. Ömer «İlimi öğrenin, ilmin yanında vekarlı ve yumuşak olmayı da öğrenin,» demiş. Hz. Ali «Ha­yır, mal ve evlâd çokluğunda değil, hayır, ilim çok­luğunda, yumuşak ahlâkta, Allah'ın kullarına üstün­lük taslamamakta, iyilik imkânları ele geçince Al­lah'a hamdetmekte. kötülükte ise istiğfar etmekte­dir» demiştir.
Aşk
Hz. Ali, bir akşamüzeri biricik eşi Hz. Fatıma'yı ağlarken görüp telaşlanarak, "Ey Resûlullah'ın en güzel çiçeği niye ağlarsın?" diye sorduğunda, Hz. Fatıma o narin yüreği incittiğini sanarak, "Ya Ali, bugün gülümsemeni göremeyince benden razı değilsin sandım." demişti.
Sayfa 72 - Hayygrup Yayıncılık / Onur Kaplan
Peygamber Efendimiz ( sav) şöyle buyurdu: " Müslüman'ın müslüman üzerinde altı hakkı vardır. Karşılaştiğı zaman selam verir, davet ettiğinde icabet eder, aksirdiginda yerhamukellah der, hastalandığı zaman ziyaret eder, cenazesine katılır ve kendi için istediğini başkası içinde ister. "
Hz Ali: " İman, kalple bilmek, dille söylemek, azalarla amel etmektir."
Reklam
Hz. Ali " insanlar arasında , kuşlar arasındaki arı gibi olun. İnsanlar onu rahatsuz ettikleri halde onlar buna aldırmadan kendilerine en değerli gıdayı sunarlar... Dilleriniz ve bedenlerinizle halkla birlikte olsanız daz kalbiniz ve amelleriniz ile yalnızca iyilerle birlikte olun. İyi bilin ki, kişiye ancak kazandığı vardir. " derdi.
Hz. Ali şöyle vasiyet etti oğullarına : " nefsinin ayıbını gören kişi başkasının ayıpları ile uğraşamaz. Allah'ın taksim ettiğine razı olan, kaçırdıkları şeylerden dolayı huzunlenmez. Kendi hatalarını unutan başkalarının hatalarını büyük görmeye başlar. Görüşünü beğenen sapar, kibirlenen zelil olur. Çok konuşan çok hata yapar, hatası fazlalaşanin hayasi azalır. Hayasi azalanın sakınması artar... Edep en hayırlı mirastir. Güzel ahlak en iyi dosttur. "
Hz. Ali söyle vasiyet etmişti çocuklarına: " En büyük zenginlik, akıldır. En büyük fakirlik, ahmaklıktır. En fena yalnızlık, kibirdir. En güzel şeref, güzel ahlaktır. "
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.