Merhabalar. Ben Sıla. İkbâl olan. Şapkalı ile yazar ve okursak memnun olabilirim tabii ki de tanıştığımıza. Küçük yaşlarından itibaren "Maşallah, pek de olgun" tabirleriyle bastırılmış, "Ee, çok çalışkandır teyzesi" diyerek çalışmaya koşullanmış, "Her şeye meraklıdır, elinden gelir" diye diye her şeye burnunu sokmuş,
Biliyorum sizi. Küçük sürtünmelerle yetinirsiniz. Büyüklerinden korkarsınız. Akşamları elinizde paketlerle dönersiniz. Sizi bekleyenler vardır. Rahatsınız. Hem ne kolay rahatlıyorsunuz. İçinizde boşluklar yok. Neden ben de sizin gibi olamıyorum? Bir ben miyim düşünen? Bir ben miyim yalnız?
Bu güvende sıkıcı, küçültücü bir şey var. Oysa biliyorum, babam üzülüyor. Saat beşi geçti mi aklına binbir kötü şey geliyor. Yine de 'Çocuklara güven ilkesi'nin dışına çıkmaz. Ah, babamın şu' ilke'leri...