Öncelikle Orhan pamuk çok severek okuduğum ve takip ettiğim yazarlardan biri. Sürekli her kitabında ideolog, siyaset ve gazeteci olmadığının altını çizerek anlatmasına karşın kitaplarındaki bazı karakterler (bazı kesimlere ait) beni hep hayal kırıklığına uğratır bu kitap da onlardan biriydi.
Kitap Osmanlı'nın gittikçe sona yaklaştığı bir dönemde, veba salgınının yaşandığı bir adada (bir Osmanlı vilayeti) yaşananları aktardığı bir kitap, şunu söylemeliyim ki roman buyuk bir titizlik ve detaycılıkla yazılmış. Tasvir kısmıdaki ince detaylar okurken adeta adada dolaşıyorum, dolaşıyorum fakat bir tedirginlik vebanın her an kendini hissettirmesi, insanın içini saran acabalar,adanın bir zamanlar ne güzellikler barındırması bir de şuan ki içler acısı hali, tüm bu duyguları yaşayarak okumak etkileyiciydi. Tarih kısmını anlayamadığımı söylemek isterim, anlatımlar bir süre sonra kendini tekrarlıyor ve olay örgüsünde oturmayan yerler hayal kırıklığı oldu.
Kitabı yarısına kadar severek ve ilgi ile okudum ve hep bir kırılma noktası bir an bekledim. Minger adasının gerçekliğini hissedip karakterleri ve olayları bağdaştıramam problemdi sanırım. Hepsi hikayeye bir şekilde hizmet ediyordu ama hiç birini sevemedim. Yazarı Orhan Pamuk olmasaydı yarıda bıraktığım bir kitap olurdu Veba Geceleri.